Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5549 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15427 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.01.2013 tarih ve 2012/571-2013/36 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, diğer şirket ortağı ...'in protokoller ile belirlenen ayni sermaye taahhüdünü yerine getirmediğini, maliki olduğu arsayı şirkete ayni sermaye olarak koymadığını, davalı ...'in 1192 parselde kayıtlı arsa ile üzerindeki fabrikayı sahibi ve yöneticisi olduğu diğer davalılardan ...'ne satış gösterdiğini, muvazaalı işlemlerle kurdukları şirketin gayri faal duruma sokulduğunu, ...'inci Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kararı ile ... ortaklığından çıkmasına izin verildiğini, aynı kararda şirketteki %25 hissesine tekabül eden tutarın ödenmesine karar verildiğini, ancak ortaklık payını alamadığını, hisse bedeliyle cezai şartın tahsili bakımından işbu davayı açtığını, adli yardıma muhtaç kaldığını, belirterek şirkete ait menkul ve gayrimenkullerin rayiç bedellerinin tespiti ile tespit edilen bu bedellerdeki %25 ortaklık payı ve 13.01.1997 tarihli protokoldeki cezai şartın 1/4'ünün dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacının adli yardım talebi yerinde olmadığından reddine karar verilmiş; davacıya verilen iki haftalık kesin süreye rağmen süresinde gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Daha sonra davacının talebi üzerine adli yardım talebi kabul edilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir.Dava, şirket hisse bedellerinin ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça harç ve gider avansı yatırılmaksızın açılan davada, mahkemece, harç ve gider avansı yatırılması için iki haftalık kesin süre verildiği ve bu süre sonunda davanın 6100 sayılı HMK'nın 115/1-2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK'nın 120/1. maddesinde gider avansı ve harcın dava açılırken mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğundan bahsedilmekteyse de, gider avansı yatırılmamasının sonuçları yine bu yasada düzenlenmesine rağmen harç yatırılmamasının sonuçları Harçlar Kanununun 27. ve 32. maddesinde düzenlenmektedir. Bu durumda, öncelikle harcın yatırılıp yatırılmadığı, daha sonra gider avansının yatırılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi zorunluluğu karşısında ve Harçlar Kanunundaki düzenleme ve harcın tamamlanmaması, yatırılmaması durumunda müteakip işlemler yapılamayacağı göz önüne alınarak, harcın tamamlanması konusunda ara karar oluşturulması, sonra belirlenen sürede bu hususun yerine getirilmemesi durumunda HMK'nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi, anılan maddedeki yasal sürenin dolmasından sonra da, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken; müteakip işlem mahiyetinde görülmesi gereken gider avansının yatırılmaması ve bunun müeyyidesi dikkate alınarak dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda, açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.