Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye Onuncu Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 28.09.2006 tarih ve 2003/882-2006/554 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirketin 1992 yılında, davalının ise 1996 yılında kurulduğunu, her iki şirketin ticaret unvanındaki asıl unsurun K... ibaresi olduğunu, davalının bu ibareyi kullanmasının haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek, tecavüzün önlenmesini, K... ibaresinin davalı unvanından terkinini ve şirketin tabelalarından silinmesini ve şimdilik 1.000 YTL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, K... ibaresinin müvekkili şirketin ortaklarının soyisimleri olduğunu, her iki unvanda ayırt edici unsurların bulunduğunu ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin davacı şirketten sonra kurulduğu, K... ibaresinin davalı şirket unvanında yer almasının haksız rekabete neden olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının eyleminin davacı unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile K... ibaresinin davalı unvanından terkinine ve davalının bu ibareyi unvan olarak kullanmasının önlenmesine, tanıtım ve reklamlarında, poşet, insert ve basılı benzer ev-raklarda bu ibarenin kullanılmasının önlenmesine, kullanılanların toplanmasına ve hükmün ilanına, zarar oluştuğunun ispat edilememesi nedeniyle, tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının tescilli unvanı kullanmasının haksız rekabet teşkil etmemesine göre, davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, haksız rekabet iddiasına dayalı davalının ticaret unvanında yer alan "K..." ibaresinin unvandan terkini, haksız rekabetin meni ve maddi tazminat istemlerine ilişkindir. TTK'nın 47/son maddesi hükmüne göre, bir tüzel kişinin ticaret unvanı Türkiye'nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmişse, bu unvanın diğer bir unvandan ayırdedilmesi için sonradan tescil edilen tüzel kişi ortaklığın unvanına gerekli ekleri yapması zorunlu ve ticaret ortaklıkların merkezleri ayrı yerde olsa ve logolarında farklılık bulunsa bile, unvanlarında iltibas varsa, önceden ticaret sicil kaydını yaptıran tüzel kişilik, TTK'nın 43., 47., 54. ve 57/5. maddeleri uyarınca haksız rekabetin meni davası açabilir. Ancak, hareket tarzı itibariyle hakkın ihlaline zımnen müsaade edildiği takdirde, karşı tarafın senelerden beri iyiniyetle kullandığı unvanının iptalinin dava konusu olup olamayacağı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi hükmü icabı olarak düşünülüp, değerlendirilmesi gerekir. Somut olaya gelince, davacı şirket 1992 yılında, davalı şirket ise 1994 yılında tescil edilerek faaliyete başlamıştır. Dava ise, 28.07.2003 tarihinde açılmış olup, mahkemece, davalının tesciline yaklaşık 9 yıl suskun kalan davacının haksız rekabet iddiası TMK'nın 2. maddesinde yazılı iyiniyet kuralı çerçevesinde tartışılmamış ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalının tesciline 9 yıl sessiz kalan davacının işbu davayı açmasının TMK'nın 2. maddesi hükmü ile bağdaşıp bağdaşmadığı, anılan bu hükümden hareketle, davacının duruşunu kanunun himaye edip etmeyeceği tartışılmadan, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda 1. nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin ise sair temyiz itiraziannın reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.