MAHKEMESİ : ...... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/09/2014NUMARASI : 2013/134-2014/338Taraflar arasında görülen davada ....... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/09/2014 tarih ve 2013/134-2014/338 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ve cari hesap ilişkisi bulunduğunu ve faturalara dayalı cari hesap bakiyesinin davalı tarafından ödenmediğini, müvekkilinin taraflar arasında 01/04/2012-31/03/2013 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde tanzim edilip imzalanan sözleşme uyarınca davalının servis sağlayıcılığını ve taşıma işini üstlendiğini ve davalıdan alacağını tahsil edemeyince 15/08/2012 tarihinde akdi tek taraflı olarak feshettiğini, 30/08/2012 tarihinde de talebe konu 22 adet faturayı davalıya tebliğ ettiğini, tarafların fatura teslim tutanağı ve mutabakat mektubu imzaladıklarını, faturalara itiraz edilmediğini ancak, borcun da ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin takip tarihi itibariyle muaccel bir borcunun bulunmadığını zira, sözleşme hükümleri uyarınca alacak - borcun belirli vadelere bağlandığını, davacının fesih beyanının sonuç doğurmayacağını, iflas erteleme talepli olarak açılan davada verilen tedbir kararı uyarınca davacının takip yapma hakkının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu, dava ve takip konusu fatura içeriği hizmetin davacı tarafından davalıya verildiği, faturaların davalı şirketin ticari kayıt ve belgelerine işlendiği, 30/08/2012 tarihli mutabakat belgesi içeriğinin davalı tarafça kabul edildiği, mutabakat içeriğine göre davalının davacıya 23.825,24 TL borcu olduğu hususunun davacı tarafça kabul edildiği gerekçesiyle, davalının itirazının 23.825,24 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve değişiklikleri ile icra takip giderleriyle birlikte tahsiline imkan verecek şekilde iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 20'sine karşılık gelen 4.765,04 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir. Ancak, dava konusu icra takibinden sonra davalı şirket tarafından ...... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/718 Esas sayılı dosyasında açılan iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı ile ''Davacı şirket hakkında, yapılmış ve yapılacak (İİK 206. maddesi 1. sırasında yazılı alacaklara ilişkin olarak hariç olmak üzere (6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna dayalı olanları da kapsar şekilde) hangi sebebe dayanırsa dayansın icra takipleri ile ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının ve takas-mahsup ve temlik uygulamalarının ve İİK'nın 89/1 ihbarnamelerinin tedbiren durdurulmasına (İİK 179/a-1)'' karar verildiği ve bu itibarla, mahkeme kararı ile davalı şirket hakkında yapılmış ve yapılacak takiplerin hangi sebebe dayanırsa dayansın tedbiren durdurulduğunun anlaşılması karşında, mahkemece anılan kararın işbu itirazın iptali davasına etkisi üzerinde durulmaksızın, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.