MAHKEMESİ : ....... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/03/2015NUMARASI : 2013/226-2015/138Taraflar arasında görülen davada........ Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2015 tarih ve 2013/226-2015/138 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ........tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinde bulunan ve polis tarafından el konulan çekin, K..... E....... Amirliği tarafından fotokopisi çekilerek ve aslı gibidir şeklinde onaylanarak kendisine verildiğini, bu çek fotokopisi ile bankaya müracaat edildiğinde karşılığının bulunmadığının tespit edildiğini ve bunun çekin arkasına yazıldığını, sonrasında da çeke dayalı takip yapıldığını ancak takibin icra mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, iptal sebebinin karakolda çeklerin fotokopisi çekilirken davaya konu çekin arkasına başka bir çekin arkasının fotokopi çekilmesi olduğunu, bu nedenle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek 33.200 TL asıl alacağın icra takibinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin aracının 11/04/2006 tarihinde soyulduğunu ve araç içerisinde bulunan çeklerin ve ödeme makbuzlarının çalındığını, bunun üzerine müvekkilinin gerekli yerlere şikayetini yaptıktan sonra davacının icra takibine konu ettiği çek de dahil olmak üzere kaybolan çekler hakkında TTK'nın 711. maddesi uyarınca ödemeden men talimatı verdiğini, müvekkilinin yedinden çalınan çeklerden icra takibine konu edilen 07/05/2007 keşide tarihli 25.000 USD bedelli çekin davacının yakalanması üzerine üzerinden çıktığını, davacının bu olay üzerine tutuklandığını ve çekin müsadere altına alındığını, ancak davacı vekilince bu çekin fotokopisi üzerinden takip başlatılması üzerine çek aslı icra kasasına sunulmadığından icra hukuk mahkemesi kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, sonrasında da davacı tarafından çekin aslı sunularak ödeme emri tebliğ edildiğini ancak takibe konu çekin bankaya ibraz edilmeksizin takibe konu edildiği gerekçesi ile icra takibinin iptaline karar verildiğini, davacı tarafından icra takibine konu edilen çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğinden hamilin TTK'nın 720 uyarınca müracaat hakkının düştüğünü, çekin çalınan bir çek olduğu ve müvekkilinin borcunun olmadığının sabit bulunduğunu, davacı tarafın yetkili hamil olmadığını, dava konusu çek, çek vasfında bulunmadığından davanın ispatı davacıya düştüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ceza dosyası incelemesinde, davacının üzerinde birçok çek bulunduğu, söz konusu çeklerin, dava konusu çek gibi, bankalar nezdinde keşidecinin istemi ödemenin men kararları verildiği, her birinin ödememe nedeninin çeklerin çalıntı olmasına dayandığı, davacının bu durumu, yani çeki hangi hukuki ilişkiye dayalı aldığını izah edemediği, bir sebepsiz zenginleşmenin varlığını, davacının ispat etmesi gerektiği, dolayısıyla, meşru hamiliğini ispatlayamadığı; buna rağmen davalıdan zenginleşmediğini ispatlamasının istenerek, süre verildiği, davalı tarafından çekin dava dışı A..... T.......ve Nakliyat Ltd. Şti. ile arasındaki cari ilişkiye dayalı olarak teminat amaçlı verildiğini ve çalınmadan önce davalıya iade edildiğini gösterir yazılı belge ve cari ilişkiyi gösterir ticari defterin sayfasının sunulduğu, davalının yetkilisi olduğu şirket adına teminat çekini imzalamasının ticari hayatın kapsamında olağan olduğu, teminat için verilen ödeme sonrası, çekin iade edildiği, çekin iade edildiği tarihe göre, keşide tarihinin ileri tarihli olmasının da olağana aykırı olmadığı gibi, senetlerin keşideci olarak boş olarak verilmesi ve sonradan doldurulmasının da mümkün olduğu, böylece verilme amacının ortadan kalktığı, bu olgular karşısında davalı keşideci nezdinde haksız zenginleşme olmadığı, davalının zenginleşmediğini ispatladığı, bunun aksine artık davacının teminatın iadesi ve çalınma tarihleri arasındaki beş günü içinde, geçerli hamil olarak çeki nasıl ve neye dayalı ele geçirdiğini ispatlaması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme davası olup, mahkemece verilen ilk karar, Dairemizce davacı hakkında yürütülen ceza soruşturması ile davalı hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın incelenmek suretiyle davacının meşru hamil olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ve ayrıca ispat yükünün davalı keşidecide olduğu gözetilerek karar verilmesi nedeniyle bozulmuştur. Bozma ilamından sonra mahkemece ilgili evraklar incelenmiş, davacı hakkında üzerinde bulunan çekler nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda imzaların keşideciye ait olması nedeniyle sahte çekten dolayı takipsizlik kararı verildiği, davalı hakkında da karşılıksız çek keşide etmek suçundan yürütülen soruşturma sonucu takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Davacı, dava konusu çeki ticari alışverişleri nedeniyle ciro yoluyla elde ettiğini iddia etmiş, davalı ise Ç....... Polis Merkezi'nde verdiği 12/04/2006 tarihli ifadesinde çeki boş olarak çaldırdığını beyan etmiş, daha sonra ise imzalayarak ve fakat bedelsiz olarak dava dışı A......Tic. ve Nak. Ltd. Şti'ye teminat olarak verdiğini ve dava dışı Akataş Tic. ve Nak. Ltd. Şti'nin dava konusu olan ve teminat olarak verilen çekin iade edildiğini gösterir 07/04/2006 tarihli belgeyi ibraz etmiştir. Ancak; anılan belge davacının dışında düzenlenmiş olup davacıyı bağlamamaktadır. Çek, davacının elindedir ve çek üzerindeki cirolara göre davacı bu çeki, düzenli bir ciro silsilesi sonunda elde etmiştir. Bu durumda mahkemece, Dairemizin bozma ilamında belirtildiği gibi, artık davacının yetkili hamil olduğunun kabulü ile ispat külfetinin davalıda olduğu gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, çekin keşideci tarafından teminat amacıyla lehdara verildiğinin lehdar tarafından beyan edildiği gerekçesiyle karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.