MAHKEMESİ : ......... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/05/2015NUMARASI : 2014/458-2015/417Taraflar arasında görülen davada ............ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.05.2015 tarih ve 2014/458-2015/417 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ........ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının davalı Şirket'in %10 oranında payına sahip hissedarı olduğunu, davalı şirketin 2013 yılı olağan genel kurulunu 25.04.2013 tarihinde müvekkiline hiçbir bilgi vermeden davetiye de çıkarmadan yaptığını, müvekkilinin toplantıyı Ticaret Sicil Gazetesi'nden öğrendiğini, genel kurulun davalı tarafından TTK m. 414'de düzenlenen emredici nitelikteki hükme aykırı şekilde gerçekleştirildiğini, gündemin 3 ve 4. maddeleri ile müvekkilinin ibra edilmemesine karar verildiğini, ibra edilmemenin gerekçesinin de anlaşılamadığını, genel kurul tarafından alınan bu kararın keyfi ve şirketin büyük hissedarı olan A..... B........'ın müvekkili aleyhine haksız menfaat sağlamaya yönelik gayretlerinin bir ürünü olduğunu, müvekkilinin bilinçli olarak genel kurula davet edilmediğini, bu şekilde dürüstlük kuralına aykırı davranıldığını beyanla davalı şirketin 25/04/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların TTK'nın 447/1-a bendi kapsamında hükümsüz ve kanun, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptali gerektiğini ileri sürerek sözkonusu genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespitine, aksi halde yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kuralınan aykırı olması nedeniyle özellikle 3. ve 4. numaralı maddelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, genel kurula ilişkin çağrının davalı şirket hissedarlarına tebliğ edildiği ve ayrıca toplantı gününden 15 gün önce 01/04/2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nin 158 ve 159. sayfalarında yayınlandığı belirli olup, bu şekilde toplantıya çağrıda herhangi bir usulsüzlük tespit edilemediği gibi, aksinin kabulü halinde iptali istenen kararların oy birliği ile alınmış olması %10 paya sahip olan davacının genel kurula katılması halinde kararın alınmasına etki etmesinin sözkonusu olamayacağı, bu nedenle çağrının usulsüz yapılmasının tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmayacağı, diğer yandan dava konusu olağan genel kurul toplantısında alınan gündemin 3 ve 4. maddesine ilişkin kararların iptalinin talep edildiği, şirketin yıllık faaliyet raporu, gelir gider tablosu ve bilançosu ile denetçi raporları dahil olmak üzere defter ve belgelerinde herhangi bir usulsüzlük tespit edilemediğinden genel kurulun 3. gündem maddesi ile ilgili kararının iptalini gerektirecek bir durumun sözkonusu olmadığı, gündemin 4. maddesinde görüşülüp oybirliği ile kabul edilen kararda ise; davacı dışındaki diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarına karar verildiği, sözkonusu kararda davacının ibra edilmemesi konusunda herhangi bir açıklamanın yeralmadığı, genel kurulda alınan olumsuz bir kararının gerekçesinin açıklanması kanuni bir zorunluluk olmamakla birlikte şirket kayıtlarında davacının herhangi bir usulsüzlüğü tespit edilemediği gibi, davalı tarafça da dosyaya bu yönde herhangi bir delilinin sunulamadığı, davalı yanın bu konuda delil olarak gösterdiği........... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/38 Esas sayılı dosyasında müşteki A..... B........'ın vermiş olduğu vekaletname yetkisini kötüye kullandığı iddiasıyla davacı T..... A....... hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan dolayı dava açıldığı, sözkonusu iddiaların A...... B......'ın vermiş olduğu özel vekaletnameye dayandığı, şüphelinin şirketi zararlandırıcı bir eylem ve bir eyleminin sözkonusu olmadığı, kaldı ki şirketin mali incelemesinde yıllık faaliyet raporu, gelir ve gider bilançosu ile denetçi raporu da dahil olmak üzere şirket defter ve belgelerinde herhangi bir usulsüzlük olmadığının tespit edildiği,........ Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/886 Esas sayılı dosyasının ise davacının şirketten olan ücret alacağının tahsiline ilişkin olduğu, sözkonusu davaların davacının ibra edilmemesine bir gerekçe oluşturamayacağı, davacının ibra edilememesine ilişkin alınan genel kurul kararının iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı R...... Reklamcılık A.Ş.'nin 25/04/2013 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 4 numaralı davacının ibra edilmemesine ilişkin kararın iptaline, diğer iptal taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, davalı anonim şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı hakkında 25.04.2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüzlüğüne ve faaliyet raporu, bilanço, gelir tablosu ve denetçi raporunun kabulüne dair 3. madde ile ibra edilmemesine dair 4. maddenin iptali istemine ilişkindir. Dava konusu genel kurulda diğer yönetim kurulu üyeleri ibra edilmesine rağmen davacı ibra edilmemiştir. İbra edilmeme kararı alınırken de somut nedenler ortaya konulmamıştır. Mahkemece, davacının ibra edilmemesine dair alınan genel kurul kararının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 4. maddenin iptaline diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Ancak anonim şirketlerde, şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin, ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte ibra edilmeyi talep hakkı da vardır. Genel kurulun ibra konusunda geniş taktir yetkisi bulunmaktadır. Fakat bu yetki sınırsız değildir. Genel kurul sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporla faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren bir yönetim kuruluna ibra vermekle yükümlüdür. Ortada somut nedenler yokken ibradan kaçınılması dürüstlük kurallarına aykırı düşer (ÇAMOĞLU, Ersin, Anonim Ortaklık Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu, 2. Baskı, syf.231). Mahkemece, öncelikle davacı hakkında genel kurulda alınan ibra edilmeme kararına dayanılarak alınmış bir sorumluluk davası açılması kararı ile açılmış bir sorumluluk davası bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir. Davacı hakkında açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olduğunun belirlenmesi halinde, davacı hakkında verilen ibra edilmeme kararının açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığının kabulü ile davanın reddi gerekir. Ancak, davacı hakkında açılmış bir sorumluluk davası bulunmadığının ve makul bir süre geçmesine rağmen bu davanın açılmadığının anlaşılması halinde ise bu davada alınan ibra edilmeme kararının TTK ve ana sözleşme hükümleri gereğince kanun, ana sözleşme hükümleri ve iyi niyet esaslarına aykırı bulunup bulunmadığı yönlerinden tarafların dayandıkları deliller de değerlendirilmek suretiyle ortaya çıkacak sonuca göre davacının istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.