Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5140 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3078 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2012NUMARASI : 2009/150-2012/686Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/12/2012 tarih ve 2009/150-2012/686 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabını kontrol ettiğinde 29.02.2008 tarihinde 83.000,00 Usd'nin diğer davalı M.. Y..'a ödendiğini tespit ettiğini, oysa bu davalı için verilmiş bir para çekme talimatının bulunmadığını, talimatsız işlem yapan Bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 5.000,00 Usd (8.288,00 TL)'nin ödeme tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. 20.12.2012 tarihli dilekçesi ile de davasını ıslah ederek fazlaya dair haklarının saklı tutulmasıyla 20.000,00 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalı Banka vekili, davacı temsilcisi tarafından 83.000,00 Usd'nin diğer davalıya ödenmesi için yazılı talimat verildiğini, imza kontrolünden sonra bir kez de telefonla teyit alınarak ödemenin ilgilisine yapıldığını, davacı temsilcisinin dava konusu işlemden sonra da işlemler yaptığını, bu işlemlerin davacının hesap bakiyesi hakkında bilgi sahibi olduğunu ve dava konusu işlemin muvafakati ile yapıldığını ortaya koyduğunu, internet şubesi işlem kayıtlarından davacının dava konusu işlemden kısa süre sonra hesabına bağlandığını, tüm bunlara rağmen işlem tarihinden 14 ay sonra dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı M.. Y.., dava konusu parayı davacı temsilcisi R.. K..'ın yazılı talimatı ile çektiğini, ancak ardından hangi bankaya yatırdığını hatırlamadığını, banka ekstrelerinden ve firma kayıtlarından çektiği paranın şirket için kullanıldığının anlaşılacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı M.. Y..'ın dava konusu parayı şirket adına çektiğinin dosya kapsamından anlaşıldığından Bankaya yüklenebilecek kusur bulunmadığı, ancak davalı M.. Y..'ın 83.000,00 USD'yi bankadan şirket adına çektiğini kabul etmesine rağmen bu parayı nereye yatırdığının, kime verildiğinin tespit edilemediği, davalının da bu parayı ne yaptığını hatırlamadığını beyan ettiği, davacı şirketin defter ve belgeleri ile kardeş firma olduğu iddia edilen .. Halı Ltd. Şti'nin defterlerinin incelenmesinde 83.000,00 USD'ye ilişkin herhangi bir kaydın yeralmadığı, davalı M.. Y..'ın kendisini sorumluluktan kurtaracak nitelikte herhangi bir belge ve delil sunamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı Garanti Bankası A Ş. hakkındaki davanın reddine, davalılardan M.. Y.. hakkındaki davanın kabulü ile, 8.000,00 TL'nin ödeme tarihi olan 29.02.2008'den itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte, ıslah edilen 12.000,00 TL'nin ise faizsiz olmak kaydıyla toplam 20.000,00 TL'nin adı geçen davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalı bankada bulunan mevduatın talimat olmaksızın diğer davalıya ödendiği iddiasına dayalı alacak davası olup, mahkemece, davalı bankaya kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle bankaya karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 99/2. maddesi uyarınca hafif kusurlarından dahi sorumlu bulunan banka, mevduatı gerçek hak sahibine ödemekle mükelleftir. Mevduat sahibi, mevduatın kendisine ödenmediğini iddia ettiğinde banka, ödemeyi gerçek hak sahibine yaptığını ispatlamak zorunda olup ancak bu takdirde sorumluluktan kurtulur. Somut olayda, davalı Banka ıslak imzalı talimat belgesi ibraz edememiş, bu nedenle de imza incelemesi yapılamamıştır. Bu durumda, davalı Banka'nın mevduatı, mevduat sahibine iadeyle yükümlü olduğu kural olarak kabul edilip davacının da meydana gelen olayda iyi adam çalıştırmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu gözetilerek mahkemece, davacı ile davalı Banka'nın kusur oranlarının ve davalı Banka'nın sorumlu olduğu miktarın belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.