Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 511 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14045 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada...... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.03.2014 tarih ve 2011/221-2014/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin iş yerinde bulunan bir kısım çeklerin çalındığını, çalınan çeklerin iptali için yapılan ilan üzerine davalının, çeklerden birinin kendi elinde olduğunu mahkemeye bildirdiğini, iptal davasına bakan mahkemece söz konusu çekin istirdadı için dava açmak üzere müvekkiline süre verildiğini, bir faktoring şirketi olan davalının ciro silsilesini kontrol etmeden dava konusu çeki teslim aldığını, oysa bankaya sorulmuş olsaydı çekin çalıntı olduğunun anlaşılabileceğini ileri sürerek, söz konusu çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu çeki aralarında faktoring ilişkisi bulunan şirketten aldığını, çeke ilişkin fatura ve irsaliyenin de müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin çeki alırken kötü niyetli ve ağır kusurlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı kişi tarafından davacı emrine keşide edilen çekin davacının yedinde iken çalındığı, birbirine bağlı ciro silsilesi ile söz konusu çekin davalı faktoring şirketine geçtiği, her ne kadar çeki elinde bulunduran davalı şirketin kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu ispat edilememiş ise de ilgili yönetmelik gereğince davalı faktoring şirketinin ancak fatura ile tevsik edilmiş bir alacağı temlik alabileceği, davalının dava konusu çekin iktisabına dayanak yapılan fatura aslını verilen süreye rağmen dosyaya sunmadığı, davalının, ilgili yönetmeliğe uygun olarak çeki iktisap ettiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu çekin davalıdan istirdadına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, çek istirdadı istemine ilişkindir.Kıymetli evrakın yetkili hamili olduğunu ve istem dışı elinden çıktığını ileri süren davacı, halen kıymetli evrakın hamili konumunda olan kişilere karşı istirdat isteminde bulunabilir. Böyle bir iddiada bulunan davacının söz konusu davadaki kanıt yükü, kendisinin davaya konu ettiği kıymetli evrakın son yetkili hamili olduğu ve hali hazırda hamil konumunda olan davalının kıymetli evrakı iktisabında kötüniyetli yahut ağır kusurlu olduğunu ortaya koymak olmalıdır. Buna göre hali hazırda hamil durumunda olan davalının kötüniyet ya da ağır kusurunu ispat zımnında, ciro zincirindeki bir kopukluk, çalıntı olduğu bilinmesine rağmen kıymetli evrakın devralınması gibi unsurlar belirleyici olabilecektir. Buna ek olarak somut olayda olduğu gibi davalı hamilin bir faktoring şirketi olması halinde, faktoring kurumu ve işleyişi ile ilgili olarak mer'i mevzuat hükümlerinin de ayrıca incelenip değerlendirilmesi gündeme gelebilecektir. Somut olayda davacı vekili, davaya konu çekin hırsızlık sonucunda müvekkilinin elinden çıktığını iddia etmiş ve çek keşidecisi adına müvekkili tarafından düzenlenen fatura örneğini sunmuş, davalı vekili ise faktoring sözleşmesi örneği ve ciranta şirket tarafından önceki ciranta adına düzenlenmiş fatura örneğini ibraz etmiştir. Bu belgelerin sahteliği ya da mevcut delil durumu itibari ile davalı faktoring şirketinin kötüniyetli olduğu kanıtlanamamıştır. Bu durumda davalı hamilin ağır kusurundan söz edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla, mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve yaklaşımlar ışığında davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabul sonucuna gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 16.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.