MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 02/10/2013NUMARASI : 2012/354-2013/323Taraflar arasında görülen davada Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/10/2013 tarih ve 2012/354-2013/323 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin çok sayıda otel işletmesi olan davalı şirkette maaşlı olarak 13 ay boyunca çalıştığını, maaşlarının ödenmemesi üzerine şirketten ayrıldığını, ancak müvekkilinin çalıştığı şirket tarafından hiçbir bilgi verilmeden davalı şirketin ..World Palace Hotel Şubesi ve Joy Kiriş Resort Şubesine şube müdürü olarak seçildiğini ve ticaret siciline tescil edildiğini, müvekkilinin adı geçen şirketin şube müdürü sıfatıyla yaptığı hiçbir işlem bulunmadığını, diğer davalı Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce de müvekkilinin bilgisi ve herhangi bir başvurusu olmadan şube müdürü olarak tescil işlemi yapılmasının hatalı olduğunu ve müvekkilinin bilgisi dışında yapılan bu tescil işlemi nedeniyle sorumlu tutulamayacağını, ileri sürerek müvekkilinin şube müdürü olarak seçilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının A.. M..'nda yapılan tescilin iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı Ticaret Sicil Memurluğu vekili, müdürlüklerindeki kayıtlara göre K...R...Hotel ve Joy World Palace Hotel dosyalarında davacının şubelere müdür olarak atandığını, tescil için tüm evrakların mevcut olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı müflis .. Turizm Ticaret A.Ş'ni temsilen iflas masası vekili, davalı şirket hakkında 15.09.2010 tarihinde iflas kararı verildiğini, iflas kararından önce müflis şirketin işletmesinde bulunan otelleri boşalttığını, bu otellerin işletmesinin başka bir şirkete geçtiğini, iflas tarihinden sonra da işletme müdürü tayini ve ticaret siciline tescili hususunda bir karar alınmadığını, iflas tarihinden önce alınmış bir yönetim kurulu kararı var ise de söz konusu işlemin belirtilen otellerde bir faaliyetin olmaması sebebiyle iflasla birlikte hükümden düştüğünden dosya müflisi aleyhine ikame edilen davanın konusu kalmadığından reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava; davacının davalılardan müflis Turizm ve Tic. Ltd. Şti'nde maaşlı olarak çalıştığı halde izni ve bilgisi olmaksızın yönetim kurulu kararı ile şube müdürü olarak atanması ve kararın ticaret sicil memurluğunca tescil edildiğinden bahisle atamaya ilişkin yönetim kurulu kararının tescilinin iptali davası olduğu, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olup, yine 6102 sayılı TTK gereğince limited şirketler de üye sıfatına haiz olanlar müdür olarak atanabileceği gibi, üye olmayan kişiler de müdür olarak atanabilecek, fakat şirkete karşı temsil yetki ve sorumlulukları bakımından herhangi bir fark gözetilmeyeceği, buna göre, davalı şirketin dava tarihi itibariyle şirket merkezi İstanbul'da bulunup, şirket müdürü davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan bu davada kesin yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, gerekçesi ile mahkemelerinin yetkisizliğine, talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Tİcaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava ticaret sicil kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece HMK 14. maddesi gereğince yetkisizlik kararı verilmiştir. Ancak, davacının davalı şirketin ortağı veya yöneticisi olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Davacı, ortak ve yönetici olmamasına rağmen ticaret siciline şube müdürü olarak tescil edildiğini, bu durumdan haberdar olmadığını iddia ederek dava açmıştır. Her ne kadar, davalı şirket dava tarihi itibari ile İstanbul Ticaret Sicili'nde kayıtlı ise de diğer davalının adresi Antalya'dır. Bu durumda, HMK.'nın 7/1. maddesi gereğince davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açılabileceği gözetilerek davaya devam edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.