Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5075 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3921 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasında görülen davada Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/12/2011 tarih ve 2010/283-2011/288 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait www.bobiler.org adlı internet sitesinde yayınlanan 202 adet görselin, davalıya ait www.18.gazetevatan.com adlı sitede müvekkilinden izin alınmaksızın ve alıntılandığı belirtilmeksizin kullanıldığını, anılan görsellerin eser niteliğinde olduğunu, davalının yapılan ihtara rağmen eylemine devam ettiğini, her bir görselin başka sitelerde yayınlanmasının telif bedelinin 200.00 TL olduğunu ileri sürerek, FSEK’in 68. maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000.00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu eser niteliğinde olmayan görsellerin gerçek sahibinin tespitinin gerektiğini, anılan görsellerin haber verme amacıyla yayınlandığını, ayrıca davacıya ait sitede yayınlanmakla alenileşmiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının çeşitli resimler üzerinde değişiklik yapıp metinler eklemek suretiyle meydana getirdiği işleme eserin FSEK’in 6. maddesi kapsamında olup, davacıdan izin almadan davalının internet sitesinde yayınladığı, yayının haber verme sınırını aştığı ve FSEK’in 20. maddesine göre davacının mali haklarına tecavüz oluşturduğu, bu nedenle açılan davada davacının hakkı ve hukuki menfaatinin bulunduğu, FSEK’in 18/2. maddesi uyarınca davacının eser üzerindeki kullanma hakkına ve bu hakları takip imkanına sahip olduğu ve izinsiz kullanım nedeniyle 1.500.00 TL tazminat talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.500.00 TL tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)'nun 68. maddesi hükmüne dayalı tazminat istemine ilişkindir. Anılan madde hükmüne göre, eser sahibince mali haklarına üçüncü kişilerce tecavüz edilmesi halinde, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilirSomut olayda davacı şirkete ait internet sitesinde yayınlanan ve işleme eser niteliğindeki fotoğrafların davalıya ait internet sitesinde, davacı tarafın izni olmaksızn yayınlandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı vekilince FSEK'in 68.maddesi hükmüne göre davalı taraftan tazminat talebinde bulunularak ve tespit edilecek tazminat miktarının üç katının hüküm altına alınmasını istemiştir. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, dava konusu fotoğrafların toplam değeri tespit olunarak ve bu değerin üç katı dikkate alınmadan tazminat miktarı hesap edilmiştir. Bu nedenle mahkemece öncelikle işleme eser niteliğindeki dava konusu fotoğrafların her biri için olabilecek telif ücreti miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için de buna ilişkin emsallerin dosyaya alınması, rayicin tespiti için bu konudaki telif haklarının devrine ilişkin sözleşmelerin değerlendirilmesi ve sahasında uzman kişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda alınacak ve hükmü izlemeye yarar rapor ile sonuca varılması gerekirken, bu hususlara dikkat edilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davacı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- 6100 sayılı HMK'nın 177/1. madde hükmüne göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Aynı yasanın 182. maddesine göre, ıslah yapan tarafın ıslah hakkının yalnız karşı tarafı rahatsız etmek ve davayı uzatmak gibi kötüniyetli düşüncelerle kullanıldığını, deliller veya belirtilerden anlarsa mahkeme, ıslahı dikkate almadan karar verir (KURU, Baki, Prof. Dr.; ARSLAN, Ramazan, Prof. Dr.; YILMAZ, Ejder, Prof. Dr., Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 6100 sayılı HMK'na Göre Yeniden Yazılmış, 22. Baskı, s. 556). Bu yasal açıklamalara göre, davacı vekilince son celse dava ıslah edilmek istenilmiş ancak mahkemece davacı vekiline davasını ıslah imkanı verilmeden ve ıslah talebinin kabulü veya reddi yönünde bir karar oluşturulmadan, gerekçeli kararda da bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 02,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı'dan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.