Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5061 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16157 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2013NUMARASI : 2013/41-2013/166Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.06.2013 tarih ve 2013/41-2013/166 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaya ait keşidecisi Murat Akyıldız olan çekler nedeniyle borçlu aleyhine icra takibi yaptığını, ancak icra işlemleri sonucunda çeklerde keşideci olarak ismi yer alan M.A.ın ölü olduğunun anlaşıldığını, bu çeklerin bağlı bulunduğu hesabın ise keşidecinin vefatından çok sonra açıldığını, davalı banka tarafından gereken basiret ve özen yeterince gösterilmediği için ölü kişi adına çek karnesi tanzim edilip verilmiş olduğunu, bankanın işini gereği gibi yapmaması nedeniyle müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, şimdilik 128.869,00 TL'nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yasanın aradığı tüm belgeleri alarak çek karnesi veren müvekkili bankanın sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, çek hesabı açtırmaktan yasaklanan kişilerle çek anlaşması yaparak veya sahte ya da hayali adlara hesap açarak çek defteri veren, Çek Kanunu'nda öngörülen diğer görevlerini bu anlamda gereği gibi yerine getirmeyen bankaların bu işlemlerden dolayı hamillerin uğrayacakları zararı tazmin etmek zorunda olduğu, davalı bankanın dolandırıcılık olayını yakalama imkanı bulunduğu halde imza, resim ve mernis sorgulaması kontrollerini yerine getirmediği için olayda % 100 kusurlu bulunduğu, davacının tespit edilen alacağının 79.240,57 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.. 2-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı bankanın zararın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının dava konusu çeklerde lehtar olduğunun anlaşılması karşısında, akidini iyi seçmeyen ve ticari ilişkiye girdiği kişileri yeterince araştırmayan davacının zararın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, dava dosyasında yer alan kanıtlar, ticari hayatın gerekleri ve somut olayın özellikleri çerçevesinde davacının müterafik kusuru değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.