Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5012 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11228 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : YOZGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/05/2012NUMARASI : 2012/158-2012/484Taraflar arasında görülen davada Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/05/2012 tarih ve 2012/158-2012/484 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14/03/2014 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. A.. A.. ile davalılar vekili Av. S... Y.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Almanya Darmstadt Mahkemesi tarafından verilen kararın kesinleştiğini ileri sürerek, kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, 5718 sayılı MÖHUK'nın 54. maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Ancak; dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir. Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılacağı kararlaştırılmış olup bu yolla tebliğ edilmeyen bir yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda, dosya içerisinde davalı vekiline diplomatik yolla yapılan 24.04.2008 tarihli tebligat parçasının bulunduğu, yabancı mahkeme ilamında davalılara kararın tebliğ edildiğine dair ibare olmadığı, temyiz aşamasında ibraz edilen ilamda davalılara kararın 07.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği, kararın ise 22.12.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla birlikte, 24.04.2008 tarihli tebligatın gerekçeli karara ilişkin olup olmadığı tespit edilememiştir. Bu itibarla, mahkemece davalı tarafa tenfizi istenilen kararın Lahey sözleşmesi uyarınca diplomatik yolla tebliğ edilip edilmediği araştırılarak, kararın usulünce kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itiarzlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.