MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/10/2012 tarih ve 2012/255-2012/255 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz etden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati tedbire itiraz eden vekili, davacı vekilinin TTK'nın 551/2. maddesi uyarınca müvekkilinin haklı nedenlerle davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi veya davalı şirket tarafından reel değeri karşılığında satın alınması, aksi takdirde şirketin feshi, tasfiyesi, şirket aktiflerinin reel değerinin tespiti ile ortaklık payının ödenmesi talebiyle açtığı davada tensip kararı ile şirkete ait taşınmazların tapu kayıtları ve şirkete ait araçların trafik tescil kayıtları üzerine tedbir konulmasından sonra 20.06.2012 tarihli talep kabul edilerek bu kez müvekkilinin banka hesabına ve dava dışı ...'de bulunan hissesine ek tedbir konulmasına yönelik karara, çek ve kredi ödemelerinin yapıldığı ve vadeli işlemlerin takip edildiği hesap üzerine konulan tedbirin müvekkilinin ticari itibarını zedeleyeceğini ileri sürerek, itiraz etmiştir. Mahkemece, tedbir değişikliği talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, itiraz eden vekili temyiz etmiştir. Davacı tarafından açılan dava, diğer taleplerle birlikte şirketten haklı nedenle çıkma olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine yöneliktir. Davacının 20.06.2012 tarihli geçici talebi ise davalı şirketin banka hesabı ve başka bir şirketteki payı üzerine ek ihtiyati tedbir konulmasına ilişkindir. HMK'nın 389. maddesinde hangi hallerde ihtiyati tebdir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Açılan davanın niteliği itibariyle somut uyuşmazlıkta söz konusu koşullar mevcut olmayıp tedbir kararı da şirketin hayatiyetini devam ettirmesinde sakınca doğuracak mahiyettedir. Bu itibarla, şirketin banka hesabı üzerine konulan tedbire yönelik itirazın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın itiraz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.