MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/03/2015 tarih ve 2014/1134-2015/333 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...'in ...'nin hissedarı olduğunu, bu şirketin davalıya devredildiğini, davalının "... isminde bir ortağı olmadığını, ancak ... isminde bir ortağı olduğunu" bildirdiğini, isimlerin özensiz olarak kayda geçirildiğini ileri sürerek müvekkilinin murisi ...'in davalıya devredilen ...'nin hissedarı olduğu hususunun tespitini, murisin hisseleri karşılığı tahakkuk etmiş olan ve bugüne kadar ödemesi yapılmayan kâr paylarının tespitini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere tespit edilecek kâr paylarının faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, kayıtlarda ... isminde bir ortağın tespit edildiğini, ancak davacının murisinin ... olduğunu belirttiğini, davacının murisinin şirket hissedarı olduğunun tespiti halinde dahi, müvekkilinin kâr payı dağıtımı yapmadığını, elde edilen kârların sermayeye eklendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurul kararlarında, şirket bilançosunda yer alan vergi, fon ve kanuni yedekler ayrıldıktan sonra kalan safı kârın şirket bünyesinde bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.