MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14/05/2015 tarih ve 2014/725-2015/430 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; 30.10.2011 tarihinde meydana gelen fırtına sonucu müvekkilinin çeltik ürününün hasar gördüğünü, davalı eksperlerinin %40 oranında ürünün zarar gördüğünü tespit ettiğini, davalının olay günü oluşan şiddetli rüzgarı fırtına olarak kabul etmediğini ve bunun için oluşan zararın teminat dışı olduğunun bildirildiğini, ancak ürüne zarar veren şiddetli rüzgarın fırtına olduğunu ileri sürerek 9.100,00 TL zararının 30.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; hasardan hemen sonra yapılan ekspertiz incelemesinde ürünler üzerinde bir fırtına hasarının tespit edilmediğini, meteoroloji verilerine göre de bölgede fırtınanın olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; oluşan hasarın fırtına nedeniyle meydana geldiği, dolayısıyla teminat kapsamında kaldığı, davacı zararının poliçede belirlenen muafiyet ve müşterek sigorta oranları düşüldükten sonra 7.280,00 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.280,00 TL'nin 29.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, devlet destekli bitkisel ürün sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, bozma öncesi verilen ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ürün birim fiyatı 0,9 TL olarak belirlenmiş ve buna göre tazminat hesabı yapılmıştır. Mahkemece de bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ve davalı vekilinin temyizi üzerine söz konusu karar Dairemizce bozulmuştur. Bu durumda hükmün, bozma kapsamı dışında kalan bölümleri kesinleşmiş ve ürün birim fiyatının 0,9 TL olarak kabulü konusunda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. O halde, mahkemece, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ürün birim fiyatı uyarınca tazminat hesabı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın, usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, sigorta poliçesinde ürün birim fiyatının 1,00 TL olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.