Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4678 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14978 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2012NUMARASI : 2011/78-2012/111Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30.04.2012 tarih ve 2011/78-2012/111 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.03.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. G.. E.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında müvekkili tarafından yurt içinden veya yurt dışından getirilen emtiaların muhafazası için sözleşme yapıldığını, müvekkilinin davalının Mersin’deki deposuna 2003 yılı içinde 2.968.000 Kilogram PVC (plastik hammaddesi) getirdiğini, bu emtianın bir kısmının depodan müvekkili tarafından çekildiğini ve bakiye 38.000 kilogram PVC kaldığını ancak, davalının müvekkiline depoda emtia kalmadığını bildirdiğini, davalıya çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, bu durumda müvekkilinin 38.000 kilogram PVC emtiasının zayi olduğunu ileri sürerek, 38.000 kilogram PVC emtiasının aynen, bu mümkün olmaz ise emtia bedeli 47.543.534.320 TL’nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacıya ait emtianın müvekkiline ait antrepolarda depolandığını, iki adet kira sözleşmesi yapıldığını, depolanan emtianın 118.720 adet torba ile peyderpey davacının temin ettiği ve müvekkili ile ilgisi olmayan hamallarla konteynerlerden kamyona elle yüklendiğini, bilahare kamyonlardan depolama bölgesine elle taşındığını, bir takım döküntülerin ve deformasyonların olduğunu, değişik tarihli antrepo beyannamelerinin ve ithal beyannamelerinin toplamının 118.720 torbada 2.968.000 kilogram olduğunu, giren mal tutarından peyder pey çıkanlar düşülmek ve her çıkışta kontrol edilmek suretiyle antrepo beyannamelerinin gümrük tarafından sıfırlanarak kapatıldığını, aynı plakalı kamyonun aynı gün iki kez mal çıkarması nedeniyle durumun yanlış değerlendirilebileceğinin davacıya bildirildiğini, nitekim 34 ZP 9126 plakalı kamyonun 23.07.2003 tarihinde iki kez mal çıkardığının tespit edildiğini, fire durumunun da dikkate alınması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının deposuna alınan 118.720 torba emtiadan (118.720-117.125=) 1595 torbanın uhdesinde kaldığı, antreponun temizliği sırasında 85 torba daha döküntü toplandığı, bu durumda kalanın (1510 x 25 =37.750 kg) malın davacıya teslim edilip edilmediği, edilmemiş ise bundan davalı antrepo işletmecisinin sorumluluğun bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, davalı antrepo işletmecisi tarafından davacıya kiralanan antrepoya emtia giriş ve çıkışlarının gümrük müdürlüğü ve davalı temsilcisinin gözetiminde yapıldığı, giriş ve çıkış sonucunda herhangi bir farklılık bulunmadığı, davacının bu nedenle ilave bir gümrük vergisi ödeme sorumluluğu ile karşılaşmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, yükleme, istifleme, boşaltma ve nakliye sırasında meydana gelebilecek eksilme ve fireden davacı kiracının sorumlu bulunduğu, 118.720 adet kağıt çuval içindeki ham maddenin [muhafazası]/imalatı esnasında 488 adet çuvalın fire miktarı olarak kabul edilebileceği, sözleşmede yükleme, boşaltma, istifleme ve nakliye sırasında meydana gelebilecek zayiatlardan davacının sorumlu olduğu, bu durumda, davacıya teslim edilmeyen 1510 adet çuvaldan 488 adetinin fire kapsamında bulunduğu, kalanın 1022 adet olduğu ve 1022x25 kg=25.550 kg (25 ton 550 kg) karşılık geldiği, hesaplamanın yapılması için yeniden bilirkişi incelemesinin gerekli bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 25.550 kg. (25 Ton 550 Kg) PVC (Polivinil Klorür) Plastik ham maddesinin aynen davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, muhafaza sözleşmesi uyarınca davalıya teslim edilen emtianın bir kısmının iade edilmediği iddiasına dayalı aynen teslime, olmadığı takdirde emtia bedelinin tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.Davacının gerek yurt dışından gerekse yurt içinden temin ettiği emtianın davalıya ait depoda muhafazası için taraflar arasında sözleşme imzalandığı, bu kapsamda davacının sahibi olduğu PVC emtiasını davalıya ait depoya teslim ettiği, bir kısmını teslim aldığı, davacının, 38.000 kg emtianın teslim edilmediği iddiasıyla işbu davayı açtığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece daha önce tesis edilen kararda resmi kayıtlar kapsamına göre davalı deposundan eksik emtia çıkışının bulunmadığı, sözleşme hükümleri uyarınca da yükleme, istifleme, boşaltma ve nakliye sırasında meydana gelebilecek eksilme ve fireden davacının sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan bu karar davacının temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulmuş ve yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuştur. Ancak, bozma ilamına uyulmasına rağmen içeriğine yanlış anlam verilmiş, gereği de tam olarak yerine getirilmemiştir. Önceki kararda davalı deposuna teslim edilen davacıya ait PVC emtiasıyla ilgili olarak eksik emtia çıkışının bulunmadığı kabul edilmiş, bu yöne ilişkin davacı temyiz itirazları reddedilmiş, giriş ve çıkışlarda meydana gelen firenin olağan olup olmadığı yönündeki incelemenin yetersizliği bakımından karar davacı yararına bozulmuştur. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usulü kazanılmış hak doğmuştur. O halde, davalı tarafından 1510 adet torbanın teslim edilmediğinin kabul edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca, toplam emtianın davalıya ait depoya giriş ve çıkış sırasında 488 adet torba emtianın fire olarak kabul edilmesinin olağan olup olmadığının meslek kuruluşundan sorulması gereğinden bahsedilmesine ve mahkemece bu yön ilgili meslek kuruluşundan sorulmasına rağmen, toplam emtianın taşınması esasına göre değil, imalat esasına göre cevap verildiği hususu da dikkate alınmamıştır.Bu Durum karşısında, bozma ilamında işaret edildiği üzere, öncelikle ilgili meslek kuruluşundan davacının davalıya teslim ettiği PVC emtiasının bu şekilde taşınması sırasında fire oluşup oluşmayacağı, oluşması muhtemel ise oranın ne olabileceği ve davalı savunmasında belirtilen miktar kadar firenin meydana gelip gelmeyeceğinin makul bulunup bulunmadığının sorulması, gerektiğinde bu yönüyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duurşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.