MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 18/06/2012NUMARASI : 2009/566-2012/139Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18.06.2012 tarih ve 2009/566-2012/139 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.03.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. H.. K.., davalı tasfiye halinde Ö.. A.. vekili Av. M..S.. K.. ile davalı M.. B.. vekili Av. A.. Ö.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin organik tarım yapmak için 2005 yılında kurulduğunu, şirket ortaklarından diğer davalı M.. B..’na ait taşınmazı kiralayarak faaliyetine başladığını, 2006 yılı Mart ayından itibaren ekonomik nedenlerle faaliyetini E.. Gardens unvanlı şirket üzerinden sürdürdüğünü, bu firmayla işletme anlaşması yaptığını, devam eden ekonomik sorunlar, nakit sıkıntısı nedeniyle davacı şirket ortağı F... Ö.. ile görüştüğünü, işbirliği kapsamında 30.05.2007 tarihinde yol haritası başlıklı protokolü imzaladıklarını, anılan protokole göre F.. Ö..r’in de ortak olacağı bir şirketin kurulmasının, bu şirketin davalı Ö.. A.Ş.’ye %60 oranında pay sahibi olmasının ve diğer davalının arazisinin tamamını yeni kurulacak şirkete 50.000,00 TL ile 12 yıl süreli olarak kiralamasının, davalı gerçek kişinin yaklaşık 64 dönüm ile 34 dönümlük arazisinin yeni ortaklık yapısındaki davalı şirkete 350.000,00 TL karşılığında satmayı vaad ve taahhüt ettiğini, ayrıca bu satış bedelinin 200.000,00 TL’lik kısmını da davalı şirkete vermeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu kapsamda müvekkili şirketin İstanbul’da kurulduğunu, davalı şirkete 2007 Ekim - Aralık arasında toplam 222.000,00 TL nakit fon aktardığını, ancak davalıların edimlerini yerine getirmediğini, davalı arazi sahibinin bu tavır ve davranışlarının ardından müvekkili şirketin iş yapamadığını, davalılara yatırım amaçlı verdiği parayı geri alabilmenin çarelerini aradığını, bunun için taraflar arasında 03.09.2008 tarihli, ilk protokole ek adi yazılı, bizzat davalı gerçek kişi tarafından yazılan bir anlaşma yapıldığını, bunun da hükümlerinin yerine getirilmediğini, daha sonra davalının bu tür davranışları ile şirketin iki yıl süre ile iş yapamaz hale sokulduğunu, finansal krizin oluştuğunu ve sözleşmeyi hakkaniyete aykırı olarak feshettiğini, borcu ödeyemez hale getirdiğini, müvekkili şirketin davalılardan hem alacağının olduğunu, hem de mahrum kaldığı karı talep etme hakkının doğduğunu ileri sürerek, davalılara ödenen 222.000,00 TL'nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca, şimdilik 5.000,00 TL kar mahrumiyetinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir... Davalı .. Ziraat Tur. Tic. A.Ş. vekili, davacı şirketin yetkililerinin ve yönetim kurulunun A.. R.., C.. A. Traher ve F.. Ö..r'den müteşekkil olduğunu, A.. R..r'un, C..Ann T..’in sahibi ve büyük ortağı bulunduğu E.. G.. Peysaj Planlama Tic. Ltd. Şti.’nin taşeronu ve gizli ortağı..M... Müh. A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanı ve yetkilisi bulunduğunu, C...l A.. T..r'in sahibi ve büyük ortağı bulunduğu.. G....P.Tic. Ltd. Şti.’nin taşeronu ve gizli ortağı P.. Mimarlık Müh. A.Ş.'nin diğer şirket yetkilisi ve yönetim kurulu üyesi Nurten Kam'ın A.. R...r’un eski eşi olduğunu, C.. A.T.. ve A.. R..’un dost olduklarını, bu kişilerin organize şekilde organik tarım adı altında borçlandıkları kişi ve şirketlerin mal varlığını ele geçirmede müştereken hareket ettiklerini, müvekkili şirketin yetkilisi arazi sahibi diğer davalının Çanakkale İntepe’de bulunan 1500 dönümlük arazisini beğenerek işlemlere başladıklarını, hayali muhasebeleştirme teknikleriyle ve kendi adlarına kredi çektirmek suretiyle zarara uğratarak borçlandırdıklarını, davacının .. A.Ş.’ne aktardığı toplam 220.000,00 TL nakit fonun C. A. T., N.. K.. ve A.. R.. tarafından çekildiğini, vasıta olarak kullandıkları şirketler tarafından birbirlerine ödeme şeklinde organize edilerek buharlaştırıldığını, bu hususun şirket kayıtları ve kasası teslim alınırken paranın bulunmaması ile sabit olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir protokol veya sözleşme bulunmadığını, davacının iddia ettiği paranın hiçbir zaman müvekkiline verilmediğinden husumet düşmeyeceğini, açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça yol haritası başlıklı ve 03.09.2008 tarihli belgelere dayanıldığı, davalı şirkete banka havalesi yoluyla gönderilen paraların, belgelerdeki taahhütlerin yerine getirilmediği gerekçesi ile bedelin iadesi ve bu nedenle uğranılan zararın tazmini amacıyla davanın açıldığı, davacının, davalı şirketin banka hesabına 02.10.2007- 31.12.2008 tarihleri arasında muhtelif tarihlerde toplam 222.000,00 TL para gönderdiğinin saptandığı, davacı dayanağı yol haritası ve 03.09.2008 tarihli belgede davalı şirketi temsilen kaşe ve imzanın bulunmadığı, taraflara yüklenilen edimlerin açık olarak belirlenmediği, sözleşmenin açık bulunmadığı, bu bedelin hangi amaçla ve hangi ticari ilişki nedeni ile davalı şirket hesabına aktarıldığının saptanamadığı, davalı şirket vekilinin davacı şirket tarafından para gönderildiğini kabul edip, bu paranın davacı şirket ile organik bağ içerisinde bulunan yönetici ve idareciler tarafından çekildiği savunması karşısında, ispat yükü kendisine düşen davacı tarafça, dava konusu bedelin davalı hesabına gönderilme ve ödemenin ileri sürülen ilişki nedeni ile yapıldığının kanıtlanamadığı, davalı şirkete havale yolu ile gönderilen para ile davalı M.. B.. arasında herhangi bir bağlantı olmadığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında dahi anılan davalıyla ilgili bir kaydın bulunmadığı, yapılan bir ödemenin saptanmadığı, husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı M.. B.. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, taraflar arasında düzenlendiği ileri sürülen protokolün haksız feshi nedeniyle ödenen paranın istirdadı ile mahrum kalınan karın tahsili istemine ilişkindir.Davacı vekili, davalı gerçek kişi ile müvekkilinin ortakları ve başka kişilerin katılımıyla düzenlenen 'yol haritası' adlı 30.05.2007 tarihli belge ve bunun eki olarak düzenlenen protokol kapsamında davalı şirkete ödeme yapıldığını, davalıların anılan protokolü ihlal ettiğini ileri sürerek, haksız fesih nedeniyle müvekkilince ödenen paranın istirdadı ile mahrum kaldığı karın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dayanak ilk protokol tarihi itibariyle davacı tüzel kişilik kazanmadığı gibi, 03.09.2008 tarihli protokolde de davacı imzası bulunmamaktadır. Esasen, anılan protokollerin tarafları, taraflara tanınan haklar ve yükümlülükleri bakımından yeterince açıklık içermediği de dosya kapsamıyla sabittir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davalı şirket hakkındaki davanın da reddine karar verilmiştir. Ancak, bu davalı bakımından yapılan değerlendirme yerinde görülmemiştir. Gerek görüşüne başvurulan bilirkişi raporu içeriğinden gerekse taraf kayıtlarından 02.10.2007-25.01.2008 tarihleri arasında davacı şirketin davalı şirket hesabına banka yoluyla toplam 222.000 TL gönderdiği tespit edilmiştir. Bu ödemeler, davacı hesabından davalı hesabına virman yapılmak suretiyle gerçekleşmiştir. Davalı şirket de cevap layihasında yapılan ödemeleri esasen kabul etmiş, ancak anılan ödemelerin bir borcun ifası amacıyla yapıldığı yönünde savunmada bulunmamış, aksine taraf şirketlerde ortak olan ve kendisinin müdürlüğünü yapan kişilerce kasadan usulsüz tahsil edildiğini savunmuştur. O halde, davacı şirket tarafından davalı şirket hesabına para gönderildiği, gönderilen bu paraların bir borcun ödenmesine yönelik olduğu yönünde savunmada bulunulmadığı, aksine yatırılan paraların yetkililerce tahsil edildiği belirtildiğine göre, anılan paraların davacıya ödendiği olgusunun davalı şirketçe kanıtlanması gerekmektedir.Bu durum karşısında, davacı şirket tarafından davalı şirket hesabına 222.000 TL gönderildiği, gönderilen paraların bir borcun ödenmesine yönelik olduğu yönünde davalı şirketçe bir savunmada bulunulmadığı, anılan paraların davalı şirket yetkililerince usulsüz şekilde tahsil edildiğinin belirtildiği dikkate alınıp, davacıya ödendiğinin ispat yükünün davalı şirkette olduğu kabul edilerek inceleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı M.. B..'na verilmesine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin tasfiye halinde ... Ziraat Turizm Tic. A.Ş'den alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.