MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)TARİHİ : 06/03/2015NUMARASI : 2014/528-2015/266Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/03/2015 tarih ve 2014/528-2015/266 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; davalı şirket yetkilisinin başvurusu üzerine müvekkilince; davalı şirketin Salhan-İran adresinde bulunan alıcıya göndereceği mallar için 7 adet vagon tahsisinin yapıldığını, bu vagonlara yüklenilen malların alıcıya tesliminin gerçekleştirildiğini, ancak vagon isteği yaratma işlemi sırasında davalının talebinin aksine sehven sipariş ödeme türü olarak “tamamı varışa havale” hanesi yerine “tamamı peşin” hanesinin işaretlendiğini, bu nedenle alıcı firmadan ve gönderen davalıdan taşıma ücretinin tahsil edilmediğini, bu durumun yapılan kontrollerde anlaşılması üzerine davalıdan taşıma bedelini ödenmesinin istenildiğini ancak davalının ödemeye yanaşmadığını ileri sürerek 24.813.42 TL'nin olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; husumete ve yetkiye yönelik ilk itirazlarıyla birlikte davacının alacak talebinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında İran'a yük taşınması hususunda sözleşme yapıldığı anlaşma uyarınca navlun bedelinin alıcı tarafından ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen vagon yaratma talebi sırasında davacı çalışanı tarafından sehven ödeme türünün tamamı varışa havale sütunu yerine tamamı peşin olarak işaretlendiği, söz konusu hatanın ihracat siparişinde de tekrarlandığı, bu nedenle taşıma sonrasında alıcıdan navlun ücretinin tahsil edilemediği, taşıma belgesinde yapılan yanlışlığın davacıdan kaynaklandığı, davacının davalının talimatı dışına çıkarak hatalı evrak düzenlemesi nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, demiryolu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalı tarafından İran'da bulunan dava dışı alıcı firmaya teslim edilecek yükün taşınması için davacıdan vagon tahsisi talebinde bulunulduğu, talep uyarınca davacı tarafından yedi adet vagon tahsis edildiği, yükün tahsis edilen vagonlarla taşınıp alıcıya teslim edildiği, ancak davacı çalışanları tarafından dava konusu taşımaya ilişkin evrakın düzenlenmesi sırasında davalının talebi uyarınca navlunun varış yerinde alıcıdan tahsil edileceğine dair kısım yerine sehven navlun ücretinin peşin tahsil edildiğine dair kısmın işaretlenmesi nedeniyle navlun ücretinin alıcıdan tahsil edilemediği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık alıcıdan tahsil edilemeyen navlun ücretine ilişkin davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. .../...Davacı vekili Uluslararası Demiryolu Taşımalarına ilişkin Sözleşme'nin (COTIF) 8/1. maddesi uyarınca taşıma belgesi üzerinde yazılması gereken bilgilerin yazılmamasından dolayı taşıyıcının maruz kaldığı masraf ve zararlardan gönderenin sorumlu olduğunu, Uluslararası Taşıma Komitesi (CIT) hükümleri uyarınca gönderici ile taşımacı arasında özel bir sözleşme hariç olmak üzere taşıma belgelerinde yer alan 1-29. hanelerin gönderici tarafından doldurulacağını, aynı şekilde COTİF'in (B) ekindeki eşya taşımalarına ilişkin hükümler uyarınca CIM taşıma belgelerinde 1-30. hanelerin gönderici tarafından doldurulacağını belirterek bu düzenlemeler uyarınca davalının sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürmüştür. Her ne kadar, davacı tarafından düzenlenen belgelerde yapılan ve navlun ücretinin tahsil edilememesine sebep olan hata davacı çalışanından kaynaklanmış ise de söz konusu belgelerin bir örneğinin davalıya verildiği düşünüldüğünde tacir olan davalının düzenlenen belgelerin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olup olmadığını kontrol ve gerektiğinde sözleşmeye aykırı hususlara ilişkin davacıya uyarıda bulunma yükümlülüğünün uyuşmazlığın çözümü yönünden değerlendirilmesi gereklidir.Öte yandan, davacı vekili yapılan kontroller neticesinde dava konusu taşımaya dair ücretlerin tahsil edilmediğinin ortaya çıktığını, bu nedenle ücretlerin tahsili amacıyla İran'da bulunan muhataplarından taşıma ücretinin tahsil edilmesinin istenildiğini, alıcı firmanın forwarder'i tarafından ücretlerin göndericiye ödendiğinin, ikinci kez ödemenin mümkün olamayacağının beyan edildiğini, bu durum karşısında alıcıdan navlun ücretini tahsil eden davalının sorumlu olacağını ileri sürmüş buna ilişkin delilerini dosyaya ibraz etmiştir. Alıcı firma tarafından davacıya ödenmesi gereken ücretlerin davalı tarafından tahsili halinde bu durunun davacı aleyhine sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğinin kabulü gerekir. O halde, mahkemece taşımaya konu malların satış faturaları ilgili firmadan temin edilerek, mali müşavir ve demiryolu taşıması alanında uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden dava konusu taşımaya ilişkin evrakların düzenlenmesi ve kontrolü bakımından davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davalının ticari defter ve belgeleri de incelenmek suretiyle alıcı firma tarafından esasında davacıya yapılması gerektiği halde davalıya yapılmış bir ödemenin olup olmadığı hususlarında rapor alınıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.