Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4642 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5040 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 18/05/2011NUMARASI : 2008/395-2011/229Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/05/2011 tarih ve 2008/395-2011/229 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11/03/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M.. Ç.. ile davalı vekili Av. M.. C.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı şirket temsilcisi, davacı şirketin 19/07/2007 tarihinde yapılan ortaklar kurulunda davalının TTK'nın 551. maddesi gereğince şirket ortaklığından çıkarılmasının kararlaştırıldığını, davacı ortaklarının tamamının davalı tarafından zarara uğratıldığını, davacı şirketin diğer ortakları ile davalı arasında husumet mevcut olduğunu ileri sürerek, davalının TTK'nın 551. Maddesi gerğince şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, TTK'nın 551. maddesindeki koşulların uygulama olanağının bulunmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar doğrultusunda, TTK'nın 504/1. maddesi gereğince, limited şirketlerde ortakların sayısı ikiden az olamayacağından iki ortaklı limited şirketler bakımından, ortaklardan birinin ortaklıktan çıkarılması isteminin ortaklar kurulunca kabulü sonucu itibarıyla tek kişi ile ortaklığın devamına olanak tanınması sonucu doğuracağı, aynı yasanın 551/3. maddesine dayanak hakkın, ancak ikiden fazla ortaklı limited şirketlerde uygulanmasının mümkün olacağı, dava dışı ortağın aynı Kanunun 549/4. maddesi uyarınca, şirketin feshini talep hakkını kullanması olanağının her zaman için mevcut olduğu, şirketin iki ortaklı olduğu belirlenmekle, TTK'nın 551/3. maddesi uyarınca, iki ortaklı limited şirketlerde, tek kişi ile ortaklığın devamına olanak tanıyacak şekilde ortaklıktan çıkarılma talep edilemeyeği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, davalının TTK'nın 551/3. maddesi gereğince davacı şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkin olup, davacı tarafın iddiları incelenip değerlendirilmeden mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Esasen mahkemece de isabetle belirlendiği ve Dairemizin bir çok emsal nitelikli kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere iki kişilik limited şirkette ortaklardan birinin şirketten çıkması çıkarılması hali dahi o şirketin infisahı sonucunu doğurur.Yani, çıkma yada çıkarılma ile ilgili önemli bir neden bulunduğu takdirde dahi diğer ortak tek başına şirketin devamını veya şirketi devralmayı değil, şirketin feshini istemek durumundadır. Çıkan veya çıkarılan ortağın yerine dışarıdan başka ortak alınmasına mülga 6762 sayılı TTK olanak tanımamıştır. Ancak, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6103 sayılı TTK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 3. maddesi “ Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukukî ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanun'unun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanun'u hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca tek kişilik limited şirketin varlığını kabul eden 6102 sayılı yeni TTK’nın işbu hükümlerinin yürürlükten önceki olaylara uygulanmasını mümkün kıldığından dava dilekçesinde yer alan davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin iddialarının mahkemece anılan yasa hükümleri uyarınca değerlendirilip sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.