Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4605 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9915 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/05/2015 tarih ve 2014/52-2015/423 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin ''...'' ''...'' ibareli tescilli markalarının geçerli hiç bir hukuki sebep olmaksızın yasa dışı biçimde davalı tarafından kullanıldığını, müvekkili markasının ülke çapında tanınmış bir marka olduğunu iddia ederek davalının müvekkilinin marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan gazetelerin birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin "..." ismi ile başlayan ticaret unvanını 1999 yılından beri itirazsız olarak kullandığını, davacı markası ile müvekkilinin ticaret unvanının iltibas yaratmadığını, davacı markasının ''...'' ibaresiyle tek başına tescil görmediğini, ek unsurları ile tescil gördüğünü, bu kelimenin bir çok firma tarafından kullanıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalının ... ismini ticaret unvanı olarak kullandığı markasal kullanımın söz konusu olmadığı, ... isminin mana itibarı ile desen manasını ihtiva ettiği bu kelime kamuya mal olmuş bir kişinin kullanımına verilemeyeceği, bu kelimenin yaygın olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve maddi sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarda özetlendiği gibi davalının davacıya ait markaya ilişkin ibareyi marakasal olarak kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacıların adlarına 20. sınıftaki emtialar yönünden tescilli ''...'' ve '' ... ...'' ibareli markaları mevcut olup, davalı tarafından da ''...' ibaresi alan adı olarak kullanılmaktadır. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 9. maddesinin e bendinde; işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasının marka hakkına tecavüz oluşturacağı düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davalı taraf mobilya işiyle ilgili faaliyet göstermekte olup kullanılan alan adı da ticari etki yapan bir kullanımdır. Bu durumda davacıların tescilli markalarına tecavüzün kabulü yerine, yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.