Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4529 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15531 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2013NUMARASI : 2010/472-2013/29Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/02/2013 tarih ve 2010/472-2013/29 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, uzman doktor olan müvekkilinin Sağlık Bakanlığı tarafından açılan "Klinik Şefi, Klinik Şef Yardımcısı, Başasistan Atama Sınavı"na girmek için başvuru yaptığını, belgelerin en geç 12.02.2010 tarihinde kuruma ulaştırılması gerektiğini, ilgili evrakları hazırlayan müvekkilinin 31.01.2010 tarihinde davalıya verip kuruma gönderdiğini, ancak evrakların son başvuru tarihinden sonra Sağlık Bakanlığı'na teslim edildiğini, 04.04.2010 tarihinde yapılacak sınava katılacaklar listesinin 03.03.2010 tarihinde yayınlanmasıyla müvekkilinin isminin olmadığının görüldüğünü, sınava girilemeyeceği yönündeki kararın yürütmenin durdurulması talebinin Ankara İdare Mahkemesi'nce reddedildiğini, anılan sınavın en erken 5 yılda bir açıldığını, müvekkilinin bu esnada daha zor olan doçentlik sınavını kazanarak doçent unvanını aldığını, klinik şef yardımcılığı sınavını rahatlıkla kazanabileceğini, bu itibarla en az 5 yıllık maaş, döner sermaye farkı, normalda oldukça pahalı olan seminerlere vs. ücretsiz katılma hakkı gibi maddi kayıpların doğduğunu, sınav için uzun ve meşakkatli bir hazırlık yapıldığı halde katılamaması ve hiyerarşik açıdan daha alt bir pozisyonda çalışacak olmanın manevi zarar doğurduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın sınav tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 23.958,80 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, davacının, gönderinin alıcı kısmına sadece "Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü" ibaresini yazdığını, bu birimin geniş bir alana yayıldığını, birden fazla kalem ve müracaat birimi olduğunu, sınava girme yeterliliğinin sınavı kazanmakla eşdeğer anlama gelmediğini, ihtimale binaen maddi tazminat istenemeyeceğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının evraklarını hazırlayarak kuruma gönderilmek üzere davalıya verdiği, davalının tam kusurlu hareketi ile gönderiyi alıcı kuruma teslim etmediği, bu yüzden davacının sınava giremediği, doçent doktor olan davacının klinik şefi sınavını kazanmasının %100 gerçekleşeceği ve bu sınavı kazanacağının kabul edildiği, bu sebeple en az 5 yıllık bir dönem için maaş ve döner sermaye farkından mahrum kaldığı, manevi tazminat koşullarının da oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve maddi tazminat olarak 23.958,80 TL, manevi tazminat olarak da 5.000,00 TL olmak üzere toplam 28.958,80 TL'nin dava ve ıslah tarihlerinden itibaren değişen oranlardaki reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, davalı şirketin davacı tarafından gönderilen evrakları alıcı kuruma geç teslim etmesi nedeniyle sınava girilememesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının anılan sınavı kesin kazanacağı, bu nedenle de maaş ve döner sermaye kaybından dolayı zarara uğradığı kabul edilmişse de davacının talebi ve mahkemenin kabulü varsayıma dayalı olup somut olarak kanıtlanamayan ve varsayıma dayanan talebin reddedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu sebeple davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.