Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4528 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15944 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 07/05/2013NUMARASI : 2013/72-2013/136Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.05.2013 tarih ve 2013/72-2013/136 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Diyarbakır'da yaşayan, Valilik yardımıyla geçinen, işsiz biri olduğunu, 1997 yılında nüfus cüzdanını kaybedip yenisini aldığını, 07.02.2009 tarihinde vergi dairesi yoklama memurunun tespit için müvekkilinin evine geldiğini, yaptığı araştırmada 3 şirketin daha ortağı olduğunu öğrendiğini, oysa bu üç şirket ve davalı şirketle hiç bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek müvekkili ile davalı şirket arasında kuruluşundan bu güne hiç bir bağın bulunmadığının, müvekkilinin şirketin hiç bir borcundan sorumlu olmadığının tespiti ile davalı şirketin feshini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının 1997 yılında kaybettiği nüfus cüzdanı kullanılmak suretiyle bilgisi ve iradesi dışında davalı şirkete ortak yapıldığı, ortaklık belgesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davacının, davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, şirketin borçları ile ilgisinin ve sorumluluğunun olmadığının tespitine dair talebinin bu davada karara bağlanamayacağından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Ancak, davacı vekili, diğer taleplerinin yanında davalı şirketin feshini de talep ettiği halde, mahkemece bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.