MAHKEMESİ : MALATYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/04/2013NUMARASI : 2011/409-2013/148Taraflar arasında görülen davada Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/04/2013 tarih ve 2011/409-2013/148 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait kayısı ağaçlarının davalı tarafından sigortalandığını, çiçek dökülüp meyve tutumunun başlamasından sonra 18.03.2010 tarihinde meydana gelen don olayı nedeniyle hasar oluştuğunu, hasar tazmin talebinin davalı yanca kabul edilmediğini ileri sürerek 30.790,00 TL'nin zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 18.03.2010 tarihinde meydana gelen hasar anında meyvenin çiçeklenme içinde olduğunu, poliçe uyarınca teminatın fenolojik olarak meyve bağlama dönemine girmesinden sonra başlayacağını, sigorta kapsamı dışında bir hasarı olduğunu beyan edip Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda çiçeklenme dönemindeki hasarını tazmin ettiren davacının kötüniyetli olduğunu, sigortalının poliçelerini zeyil ettiğini, prim iadesi yapıldığını, tazminatın prim borcu düşülerek hesaplanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Sulh Hukuk Mahkemesine ibraz edilen bilirkişi tespit raporu ve talimat mahkemesine sunulan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, sigortalı taşınmazlar üzerinde bulunan kayısı ağaçlarının 17,18,19 Mart 2010 tarihi itibarı ile don olayına maruz kaldığı, ağaçların bu esnada çiçeklenme aşamasını tamamlayıp meyveye döndüğü, hasarın teminat kapsamında kaldığı, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanun Kapsamı dışında kalan don afeti nedeni ile zarar gören çiftçilere telafi edici destek ödemesi yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında ürünleri zarar gören çiftçiye dekar başına 150,00 TL don afeti desteği ödeneceğinin belirtildiği, haksız yere bu destekten faydalanan çiftçilerden yapılan ödemelerin 6183 sayılı Yasa uyarınca tahsil edileceğinin düzenlendiği, buna göre söz konusu ödemenin yersiz olduğunun anlaşılması durumunda Devlet tarafından tahsil edilmesinin imkanı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 17.222,40 TL'nin 11/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, bitkisel ürün sigortaları poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, davanın dayanağını oluşturan sigorta poliçesinde 1355 sayılı Tarım Kredi Kooperatifi "Dain ve Mürtehin" olarak gösterilmiştir. Dairemizin yerleşik uygulamaları uyarınca bu durumda, Tarım Kredi Kooperatifi'nin rehin hakkı bulunduğundan, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olup, sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip olur (14.06.2010 gün ve 2009/430-6814 E.K., 12.10.2012 gün ve 2011/8534-16045 E.K., 08.03.2013 gün ve 2012/4175-4580 E.K.).Buna göre mahkemece, asıl dava ve talep hakkına sahip dava dışı Kooperatiften alınmış, açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usuli eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekirken, davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek ve anılan poliçeye dayalı bir şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Kabule göre de, davalı vekili, davaya konu poliçelerin zeyil edildiğini ve eksik prim alındığını, bu durumun da tazminatın hesabında dikkate alınması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece bu savunma üzerinde hiç durulmadan karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.