Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4498 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15987 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/05/2013NUMARASI : 2011/48-2013/106Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.05.2013 tarih ve 2011/48-2013/106 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, İstanbul'da bulunan "TOPRAK VİLLALARI" adıyla bilinen villalardan 19 kapı numaralı villanın tüm projelerinin müvekkiline ait olduğunu, ancak müvekkilinin tesadüfen bu projenin tümden değiştirildiğini, eserin bütünlüğünün bozulduğunu, aslına aykırı ve uygun olmayan malzemeler kullanılması sonucunda projenin özgünlüğünün yitirildiğini gördüğünü, bu durumun müvekkilinin haklarına zarar verdiğini ileri sürerek projesi müvekkiline ait binanın izinsiz ve imar yasasına aykırı değişikliklerinin bedeli davalıdan peşin alınmak suretiyle kal'ine, 10.000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının aksine, müvekkili tarafından yapılan bir inşaat bulunmadığını, zira dava tarihi itibariyle taşınmazın malikinin müvekkili olmadığını, izinsiz ve imar yasasına aykırı olarak da yapılan bir tadilatın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının çizdiği ve müellifi olduğu mimari projenin FSEK 4/3. maddesi gereğince güzel sanatlar eseri niteliğinde olduğu, davalının sahip olduğu dönemde bu mimari projenin eser sahibi olan davcıdan ve belediyeden izin alınmaksızın ve tadilat projesi düzenlenmeksizin projeye ve FSEK'in 16/1. maddesine aykırı olarak yapılan tadilatın mimari eserin bütünlüğünü bozduğu, bunun mali ve manevi haklara tecavüz niteliğinde olduğu, FSEK 68. maddesi izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği ancak davacının talebinin 10.000 TL olduğu gerekçeleriyle 10.000 TL maddi tazminat ile takdiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kararın ilanına ve fazla istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu konuttaki değişikliklerin davalının mülkiyet hakkına sahip olduğu dönemde gerçekleştirilmiş olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda davacı tarafından gerçekleştirilen mimari projenin ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu ve yine bu projeye uygun olarak inşa edilen konutun da 5846 sayılı FSEK'in 4/3. maddesi anlamında mimari eser vasfına haiz olduğu, burada yapılan dava konusu tadilatların da eserin bütünlüğünü bozucu mahiyette bulunduğu mütalaa edilmiştir. Ancak dava konusu konutun da dahil olduğu proje esasen aynı tipte birden fazla konutun inşa edildiği site projesi olarak bir bütün halinde meydana getirilmiş ve bu projeye uygun olarak site halinde yapım gerçekleştirilmiştir.Dairemiz kararlarında da belirtildiği üzere (16.01.2012 tarih 7743/167) güzel sanat eserinin özelliği bu eserlerin estetik değere sahip olması ve özellikle mimari eserler bakımından emsali az rastlanabilecek özelliklere sahip tek ve özgün yapı niteliğinde olmalarıdır. Oysa, az önce de belirtildiği üzere davacı tarafından gerçekleştirilen projede de aynı tipte birden fazla yapı bulunduğuna göre, dava konusu bina değerlendirilirken aynı projede yer alan ve aynı tipteki diğer binalardan bağımsız ve eşsiz bir özelliğinin bulunması halinde ancak bu bina tek başına güzel sanat eseri olarak kabul edilebilir. Bilirkişi raporunda ise projenin bütünü ile birlikte site halinde ortaya çıkartılan yapılar topluluğunun 5846 sayılı FSEK 4/3. maddesi anlamında bir güzel sanat eseri olup olmadığı ya da bizatihi dava konusu binanın diğerlerinden bağımsız şekilde tek başına güzel sanat eseri vasfına sahip bir yapı olduğu hususları ayrı ayrı değerlendirilmemiştir. Şayet, davacı tarafından meydana getirilen site projesi tüm yapıları da içerecek şekilde bir bütün olarak 5846 sayılı FSEK'in 4/3. maddesi anlamında güzel sanat eseri niteliğinde ise, bu durumda davalı konutundaki projeye aykırı değişikliklerin sadece bu binadaki bütünlüğü bozucu değişiklikler olup olmadığına değil site projesinin tümü bakımından bütünlüğü bozucu mahiyette değişiklikler olup olmadığı ve yine bu değişikliklerin zorunlu tadilat niteliğinde olup olmadığının ayrı ayrı belirlenip tartışılması gerekir. Mahkemece bu hususlarda yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin tazminata ve yargılama giderlerine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.