MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2012NUMARASI : 2011/37-2012/286Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/12/2012 tarih ve 2011/37-2012/286 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilince davalıya ait malların Türkiye – Fransa arası taşımasının yapıldığını, ancak navlun ücretinin tahsil edilemediğini, alacağın tahsili başlatılan icra takibinin, davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamını ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, navlun bedeli olan 3.100.00 €’nun müvekkilince ödendiğini ancak davacı tarafça icra takibi ile 5.176,62 € alacağın talep edildiğini savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.Mahkemece; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davacı tarafça davalı şirkete iki ayrı uluslararası taşıma hizmetinin verildiği, davalı tarafça yapılan taşımalara itiraz edilmeyerek davacı tarafa ne amaçla düzenlendiği belli olmayan 07.10.2005 tarihli 1.000.00 € bedelli iade faturası ile takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin mahsubundan sonra kalan 276,62 € borcun kabul edildiği, uyuşmazlık konusu iade faturasının düzenlenme tarihi itibariyle 29.09.2005 tarihli navlun faturasına ilişkin olduğu, bu taşıma ile ilgili olarak taraflar arasında yazılı bir navlun sözleşmesinin bulunmadığı, ancak bu taşımadan yaklaşık 20 gün sonra aynı güzergah için taraflar arasında 3.100.00 € navlun bedelli taşıma sözleşmesinin düzenlendiği dikkate alındığında ilk taşıma için öngörülen 3.050.00 € navlun ücretinin kadri marufunda olduğu, davalının bu bedel için düzenlediği iade faturasının kabul edilemeyeceği, takip tarihinden önce davalı tarafça yapılan ödemenin mahsubundan sonra, takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye alacağının 5.176,62 € olduğu, takip tarihinden sonra 01.02.2006 tarihinde yapılan 3.900.00 € ödemenin infaz aşamasında borçtan mahsup edileceği, kabul edilen alacağın belirli ve likit bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının Şişli 4. İcra Müdürlüğü’nün 2006/2102 E sayılı icra takibine vaki itirazının iptaline, 5.176,02 € alacağın takip tarihinden itibaren 3094 sayılı yasanın 4/a maddesine göre işleyecek bir yıllık Euro faiziyle birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, davalının 01.02.2006 tarihinde yapmış olduğu 3.900.00 € tutarındaki ödemenin infaz aşamasında borçtan mahsubuna, kabul edilen alacak belirli ve likit olduğundan takdiren % 40 oranı üzerinden hesap edilen 3.350.00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava, navlun ücretinin tahsiline dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının alacak tutarının 5.176.62 € olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesinde de yer aldığı gibi davalının 3.900.00 € ödemesini 01.02.2006 tarihinde ve dava tarihinden önce yaptığı anlaşıldığına göre, davacının bu ödeme miktarını mahsup ederek kalan kısım için itirazın iptali davası açması gerektiğinden ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 84, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi hükmüne göre dava tarihinden önceki ödemelerin mahkemece nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve bununla bağlı olarak da yargılama gideri ve vekalet ücretinin de hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.