MAHKEMESİ : .. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/11/2014NUMARASI : 2012/586-2014/368Taraflar arasında görülen davada ..Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/11/2014 tarih ve 2012/586-2014/368 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin tali acentesi olup davalı şirket adına sigorta poliçesi tanzim ettiğini, poliçe sahiplerinin poliçe süresi dolmadan poliçeyi iptal ettikleri takdirde müvekkilince kullanılmayan döneme ait poliçe bedellerinin müşterilere ödendiğini, bu şekilde iptal edilen poliçelerle ilgili olarak davalı şirketle müvekkili arasında dönem dönem hesap mutabatakı yapıldığını, 20.01.2012 tarihli hesap mutabakatı uyarınca müvekkilinin davalı sigorta şirketinden 34.708,48 TL alacağı bulunduğunu, müvekkilinin alacağının tahsili için başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı acentenin, sigortalılara prim iadesi yaptığını belgelemesi halinde söz konusu ödemenin yapılmasında sorun bulunmadığını savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, poliçesi iptal edilen sigortalılara prim iadesi yaptığına dair herhangi bir delil ibraz etmediği, davalının ticari defterlerinde mevcut cari hesapta bakiye alacak kaydının veya takip dayanağı mutabakat belgesinin bulunmasının alacağın varlığını göstermediği, davacının bu sebeple davalıdan vekaletsiz işgörme veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, tali sigorta acentesinin, sigorta poliçeleri iptal edilen sigortalılara yaptığı prim iade bedellerini sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.Ancak, taraf vekilleri dellillerinde davalı şirketin defterlerine dayanmış, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda da davalının defter kayıtlarında davacı alacağı tespit edilmiştir. Esasen davalı da davacının alacağı bulunduğu konusunda bir itirazda bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı defterlerindeki kaydın kendisi aleyhine delil olacağı gözetilerek ve yine davacının, davalı tarafından inkar edilmeyen alacağın varlığını gösteren mutabakat belgesine dayandığı dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, davacının, poliçesi iptal edilen sigortalılara kredi kartı veya nakit olarak prim iadesi yaptığını kanıtlayamadığı, defter kayıtları ve mutabakat belgesinin tek başına alacağın varlığını göstermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.