Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4319 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15315 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İZMİR 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2013/190-2013/12Taraflar arasında görülen davada İzmir 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/07/2013 tarih ve 2013/190-2013/12 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı tarafından dava konusu çek ile ilgili icra takibine başlanması ve davalı tarafından çek bedelinin tahsil edilmesi durumlarında, müvekkili açısından telafisi imkansız zararlar ortaya çıkacağının aşikar olup, iş bu davanın devamı süresince açılmış veya açılacak dava konusu çek ile ilgili, icra takibinin tedbiren durdurulması ile dosyaya yatacak paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne , davalarının kabulü ile dava konusu çekin davalıdan istirdadı ile dava konusu çek üzerinde müvekkilinin haklı hamil sıfatının olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin davayı, çeki bankaya ibraz eden şirkete karşı açmayıp, aracı kurum olan bankaya karşı açtığı, davalı bankaya pasif husumet düşmeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, çek istirdadı istemine ilişkin olup; mahkemece yukarıda açıklandığı gibi davalı bankanın çeki ibraz edilen banka olarak elinde bulundurduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosyada mevcut çek fotokopisinden anlaşıldığı üzere davalı banka ibraz edilen banka değil, ciro ile temlik edilen banka olduğu gibi davacı vekilince banka tarafından müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığı belirtilerek takip dosya numarası belirtildiğine göre, davalı bankanın istirdadı istenen çekin hamili olduğu kabul edilerek işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün mümeyyiz davacı yararına bozulması gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.