Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4305 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13388 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BURDUR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/01/2013NUMARASI : 2010/1094-2013/105Taraflar arasında görülen davada Burdur Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/01/2013 tarih ve 2010/1094-2013/105 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı dava dışı .. Demir ve Sac San. A.Ş.'nin İstanbul'dan Antalya'ya gönderdiği galvaniz saçların nakliyesi işini davalı şirketin üstlendiğini, .. NH .. çekici ve dorseyle gerçekleşen nakliye sonrası yapılan 11.12.2009 tarihli teslim esnasında taşınan bir kısım sacın ıslanarak zarar gördüğünün anlaşıldığını, ıslanan malların bedeli ve bu malların Antalya'daki alıcısı tarafından kabul edilmeyerek İstanbul'a iadesi için gerekli nakliye ücreti olarak sigortalıya 18.01.2010 tarihinde ekspertiz raporuyla belirlenen 3.759,00 TL tazminat ödendiğini ve yasal halefiyet iktisap edildiğini ileri sürerek, 3.759,00 TL alacağın 18.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yükleme ve boşaltma işlemlerinin dava dışı Assan Demir ve Sac San. A.Ş.'nin yaptığını, müvekkilinin oluşan zararlardan hiçbir sorumluluğu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; 11/12/2009 tarihli taşıma sözleşmesinin konusunu oluşturan emtianın taşıma sırasında yağmur alması nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı TTK'nın 781/2-2 maddesi uyarınca taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığı, söz konusu zararın malı gönderen tarafından yükleme hatasından kaynaklandığının tutanaklarla sabit olduğu, sigorta sözleşmesinin akdedilmesi tarihi ile rizikonun gerçekleşme tarihi karşılaştırıldığında TTK'nın 1279, 1282 ve 1295. maddeleri hükmü gereğince geçerli bir sözleşmenin söz konusu olmadığı, bu nedenle de davacının halefiyet ilkesi gereğince davacıya başvurmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, emtia nakliye sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlendiği gibi taşımanın sigorta teminatı kapsamında olmadığı ve taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dava dışı sigortalı ile davacı arasında nakliye emtia sigortası bakımından düzenlenmiş abonman sigorta sözleşmesi bulunduğundan dava konusu taşımaya ilişkin spesifik poliçenin daha sonra düzenlenmiş olması rizikonun sigorta teminatı dışında olduğunu göstermez. Eşdeyişle abonman sigorta sözleşmesine bağlı olarak yapılan sigorta sözleşmesinin rizikonun gerçekleşmesinden sonra düzenlenmesi dahi taşıma rizikoları sigorta teminatı dahilindedir. Ayrıca somut olayda yüklemenin dava dışı sigortalı tarafından yapıldığı ve zarar gören sacların üzerine panellerin yüklenmesinin sigortalının talimatıyla gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yüklemedeki hata sonucu meydana gelen zarardan kural olarak taşıtan sorumlu ise de davalı taşıyanın da bu yüklemeye nezaret edip yüklemedeki hatalar konusunda uyarıda bulunma yükümlülüğü vardır. Davalı taşıyanın bu yükümlülüğü yerine getirip getirmediği araştırılıp, getirmediğinin anlaşılması halinde müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Açıklanan hususlarda araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün mümeyyiz davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.