Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4298 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13805 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 48. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 22/03/2012NUMARASI : 2011/136-2012/38Taraflar arasında görülen davada İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.03.2012 tarih ve 2011/136-2012/38 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25.02.2014 günü hazır bulunan davacı asil İ.. E.. ile davalı vekili Av. Ö.. B..ı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, davalı şirkete ait anasözleşmenin 5. maddesinde 100 adet isme yazılı intifa senedi ihdas edilerek kuruluş sermayesindeki iştirak payları oranında kuruculara verildiğini, yine anasözleşmenin 55. maddesine göre bakiye net karın %5'inin kurucu hisselerine verilmesi gerektiğini, ancak davalının 1992 yılından beri kurucu pay senedine ait her sene vermekte olduğu kar payı miktarını kısıtlayarak verdiğini, oysaki anasözleşmede sermaye artırımı halinde kurucu intifa senetlerine verilecek kar payı miktarının kısıtlanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, genel kurulda kurucuların kar payı alma haklarının kısıtlanmas??nın hukuka aykırı olduğunu, tarafına ödenmeyen kar paylarının tahsili için yaptığı icra takiplerine davalının itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek, kurucular ile banka hissedarları arasındaki sözleşmede kurucuların kar payı alma maddesine ilişkin yapılan kısıtlama kararının geçersiz olduğuna, davalının 142.553,76 TL borçlu olduğundan icra takiplerine yaptığı itirazların iptali ile takiplerin devamına ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında yaptığı ıslah ile Beyoğlu 4.İcra Müdürlüğü'nün 2009/43052 Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın kaldırılması hakkındaki dava ve talebini atiye terk ettiğini, davanın Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2010/24375 sayılı ilamsız icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına dair olduğunu bildirerek, bu durumda 2009 yılı kar payı olan 59.302,00 TL'nin faiziyle tahsili için itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının ileri sürdüğü iddialarının herhangi bir hukuki mesnedinin bulunmadığını, atiye terke ilişkin bir diyeceğinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne kar paylarının tahsili için açtığı dava ile bu dosyanın tarafları ve konusunun aynı olduğu, davacının talep ettiği yıllara ilişkin yargılama yapılarak hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir. 1-Dava, kurucuların kar payı alma haklarının kısıtlanmasına ilişkin davalı tarafından alınan genel kurul kararının hukuka aykırı olduğu, davacıya ödenmeyen kar paylarının tahsili için yapılan icra takiplerine davalının itirazlarının haksız olduğu iddialarıyla anılan kısıtlama kararının geçersiz olduğuna ve yargılama sırasında yapılan ıslah sonucu 2010/24375 esas sayılı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile 2009 yılına ait 59.302,00 TL kar payı alacağının ödenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacının kar payı talep ettiği yıllara ilişkin olarak yargılama yapılarak karar verildiği, bu konuda Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/36 Esas-502 sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu belirtilerek alınan bilirkişi raporu ve söz konusu mahkeme kararı uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece red kararına esas alınan Beyoğlu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya konu istemler 1993 ila 2008 yılları arasındaki kar paylarının tahsiline ilişkin olup, mahkemece anılan yıllara ait istemler konusunda hüküm tesis edilmiştir. İşbu davaya konu istem ise 2009 yılına ait kar payının ödenmesi amacıyla yapılan icra takibine yönelik olarak davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin istemi içermekte ve konusu itibariyle kesinleşen mahkeme kararına konu istemlerden farklıdır. Bu durumda işbu davanın konusu olan kurucular ile banka hissedarları arasındaki sözleşmede kurucuların kar payı alma maddesine ilişkin yapılan kısıtlama kararının geçersiz olduğuna ilişkin istem ile kesinleşen kararın konusu olmayan 2010/24375 Esas sayılı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile 2009 yılına ilişkin 59.302,00 TL kar payı alacağının ödenmesi istemi konusunda mahkemece, taraflar arasındaki kesinleşen kararda belirtilen hususlar da nazara alınmak suretiyle yargılama yapılarak anılan yönlerden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Öte yandan davacı, davadan sonra yaptığı ıslah ile Beyoğlu 4.İcra Müdürlüğü'nün 2009/43052 Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın kaldırılması hakkındaki dava ve talebini atiye terk ettiğini bildirmiş olmasına göre, anılan takip dosyasına ilişkin olarak açılan davada bu husus göz önüne alınarak hüküm tesisi gerekirken bu husus göz önüne alınmadan anılan takip dosyasına ilişkin olarak açılan davayı da kapsayacak şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu nedenlerle BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.