Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4248 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17576 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Antalya(Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/05/2014 tarih ve 2012/21-2014/224 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin davalı şirketin Muratpaşa ve Şarampol şubelerinin acenteliğini yaptığını, davalı şirketin 14.02.2009 tarihinde acentalık sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin bakiye 15.668,75 TL hakediş alacağının ödenmediğini, alacağın tahsili için Antalya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/6352 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile % 40'tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, birleşen davada ise davalının aralarındaki sözleşmeyi haksız feshi nedeniyle uğramış olduğu 70.000 TL kazanç kaybının ve 5.000 TL hak ediş alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin kendileri tarafından haklı sebeplerle feshedildiğini, davacının Şarampol acentesinden müvekkili şirkete 23.09.2005 tarihli acentelik sözleşmesine istinaden devir işlemi ile doğan borçlarının toplam 5.036,33 TL Muratpaşa acentesinden doğan borçların toplam 2.498,02 TL olduğunu, toplam 7.534,35 TL'nin davacının hak edişinden kesildiğini, acente cari hesap sözleşmesinde belirtilen peşinat ve aylık ödemelerin tamamı ödenmeden acenteye acentelik sözleşmesini feshederse veya haklı nedenle müvekkili feshederse acentenin ödemiş olduğu peşinat ve aylık ödemeler, araç kira bedeli olarak kabul edileceğinin ve iade edilmeyeceğinin, böyle bir durumda müvekkilinin mülkiyet devir yükümlülüğünün sona ereceğinin ve acentenin hiçbir hak ve talebi olmayacağının sözleşmede belirlenmiş olduğunu, davacının müvekkili şirkete ait aracı kiralama bedelinin 41 ay olarak toplam 78.401,43 TL olduğunu, davacının araçlar için 28.766,60 TL ödediğini ve halen 49.634,83 TL alacaklarının bulunduğunu, ayrıca davacının talep ettiği alacağın likit olmadığını bu nedenle tazminat da talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, taraflar arasındaki sözleşmelerin davalı şirket tarafından 14.02.2009 tarihinde feshedildiği, fesih üzerine davacı tarafça Antalya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/6352 Esas sayılı dosyasında davalı tarafça hak edişleri düzenlenen faturaya dayalı olarak 15.668,75 TL alacağın tahsili için icra takibine girişildiği, davalı tarafça itiraz edilerek takibin durduğu, yine, davacı tarafça Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/515 Esas sayılı dosyasında da henüz davalı tarafça hak ediş düzenlenerek faturaya bağlanmayan hak ediş alacaklarının tahsili ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğramış oldukları kar kaybının tahsili için alacak davası açıldığı, asıl dava ve takip tarihleri itibariyle her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olan ve davalı tarafça da hak edişleri düzenlenerek faturaya bağlanmış bulunan davacının her iki acente için hak ettiği hak ediş tutarı toplamının 15.668,75 TL olduğu, her ne kadar davalı tarafça her iki acente için davacı adına yapılan büro ve işyeri ve işçilik masrafları bu hak edişlerden mahsup edilmiş ise de, davalı tarafça yapılan ödemeler takip ve dava tarihinden sonra olmakla birlikte yine davacının her iki acente için 2008 Aralık ve 2009 yılı Ocak ayı hak edişlerine ilaveten henüz hak ediş ve faturaya bağlanmamış 2009 yılı Şubat ayı hak ediş alacağının da bulunduğu, bu ödemelerin bu alacaktan mahsubunun daha yerinde ve hakkaniyete uygun olacağından asıl dava yönünden davanın kabulüne, her iki tarafça da kayıtlara işlenen ve hak ediş ve faturası düzenlenen 15.668,75 TL üzerinden takibin devamına, birleşen dava yönünden ise; bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan her iki acente için toplam 7.071,75 TL hak ediş alacağından davalının davacı adına yapmış olduğu toplam 2.915,92 TL ödemenin mahsubu ile bakiye 4.155,83 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talep yönünden ise davalının davacı adına yaptığı masraflar ve dosyaya ibraz edilen tutanaklar karşılıklı yazışmalar, uyarı bildirileri ve noter ihtarnameleri göz önüne alındığında davacının sözleşmeye uymayarak uyarılara rağmen aykırılığa devam ettiği, fatura ve hak edişleri düzgün tutmadığı, uyarılara rağmen yanlışta ısrar ettiği ve bu nedenle sözleşmenin davalı tarafça haklı sebeple ve sözleşmedeki usule uygun bir şekilde feshedildiği ve bu nedenle davacının kazanç kaybı talep edemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davalı borçlunun Antalya 2. İcra müdürlüğü 2009/6352 Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının iptaline, takibin 15.668,75 TL alacağı takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, haksız itiraz edilen likid nitelikteki 15.668,75 TL alacağın takdiren % 40 ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 4.155,83 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1 - Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2 - Ancak mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının birleşen dava yönünden de tespit ve incelemeler içerdiği, bu hali ile bilirkişi giderlerinin birleşen davada da dikkate alınmasının gerektiği değerlendirilmeksizin, bilirkişi giderlerinin büyük çoğunluğunun asıl dava kapsamında davalı taraf üzerinde bırakılması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.