Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4175 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14085 - Esas Yıl 2013





.MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/01/2013NUMARASI : 2008/7-2013/8Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.01.2013 tarih ve 2008/7-2013/8 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirketler temsilcisi ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin motorlu araçlar ile bunların yedek parça, aksesuarları ve bu ürünlerin imal ve ticareti sektöründe lider bir konumda olup, dünyada önde gelen tanınmış markaları ile bu ürünlerin imal, sunumu ve ticareti ile iştigal ettiğini, Türkiye'de de TPE nezdinde 6, 7, 8, 9, 11 ve 12. sınıfta bulunan emtialar yönünden tescilli “RENAULT” ve “RENAULT+şekil” markalarının sahibi olduğunu, davalıların iş yerleri, imalathane/fabrika ve/veya depolarında haksız ve izinsiz olarak “RENAULT” ve türevi marka ile logo altında hava filtresi ve yakıt/yağ filtresi başta olmak üzere diğer yedek parça ürünlerinin imalatını yaptıkları/yaptırdıklarını, satışını gerçekleştirdiklerini ve/veya ticari amaçla elde bulundurduklarını tespit ettiklerini ve anılan ürünlerin taklit ürünler olduğunu, yaptıkları şikayet üzerine davalıların iş yerlerinde yapılan aramalarda da bu taklit ürünlerin tespit edilerek ürünlere el konulduğunu, davalıların eylemlerinin müvekkilinin markasına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, men'ine, ref'ine, davalıların müvekkilinin marka ve logolarını taşıyan her türlü ürününün imalatının ve satışının önlenmesine, müvekkilinin tescilli markaları, ürün tasarımı ve ambalajı ile açıkça iltibas yaratacak şekilde bu markaları ihtiva eden ürünlerin, ambalajlarının ve bu ürünleri üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi her türlü vasıtaların toplatılmasına ve imhasına, hükmün ilanına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi, 45.000 TL manevi tazminatın dava tarihi itibariyle bankaların uyguladığı en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 28.01.2011 havale tarihli dilekçesi ile 5.000 TL tutarındaki maddi tazminat taleplerini 45.000 TL arttırmak suretiyle 50.000 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.Davalılar vekili, husumet itirazında bulunmuş, müvekkili C.. Tic. Filtre Paz. Ltd. Şti'nin şirket müdürlüğünü dava dışı S. Ö.'in yaptığını, bu kişinin aynı zamanda yine dava dışı G.G. Pazarlama A.Ş'nin de sahibi olup, müvekkili C.Tic. Filtre Paz. Ltd. Şti. ile aynı adreste Renault marka ve logolu yedek parça alım ve satımı ile iştigal ettiğini, dava dışı G.G.Pazarlama A.Ş'nin dava dışı M... Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. ile arasında imzalanan 14.10.1991 tarihli tali yetkili satıcılık sözleşmesi gereğince bu işi yaptığını, daha sora bu sözleşmenin feshedilmiş olmasına rağmen her iki şirket arasında sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar nedeniyle yargılama sürecinin devam ettiğini ve anılan sözleşmenin sona ermiş olmasına rağmen davacıdan alınan malların bir kısmının stoklarında kaldığını, yapılan aramada davacının marka ve logosu bulunan emtianın sayısının az olmasının da üretim yapılmadığını gösterdiğini ayrıca, aynı adreste faaliyet gösteren dava dışı G. G.. Pazarlama A.Ş'nin 12.12.2007 tarihinde daha önce M.. Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. ile arasında imzalanan ve sonra feshedilen tali yetkili satıcılık sözleşmesi gereği elinde kalan sınırlı sayıdaki hava ve yağ filtreleri, filtre kutuları, sis lambası, cam kaldırma kolu, direksiyon mafsalı ve debriyaj rulmanlarını müvekkili C... Tic. Filtre Paz. Ltd. Şti'ye fatura ettiğini, bu nedenle malların müvekkilinin elinde tamamen yasal nedenlerle bulunmakta olup, müvekkili tarafından üretilmediğini, müvekkillerinin üretim veya satışa arz amacının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının iş yerinde davacı markasına ve ürünlerine taklit oluşturan ürünler tespit edilmiş olduğuna göre davalının eylemlerini 556 sayılı KHK'nın 61-c madde ve bendi kapsamında markaya tecavüz olarak kabul etmek gerektiği ayrıca, davalı tarafın her hangi bir haklı sebebe dayanmadan davacının markalarının aynısını ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerini taşıyan ürünlerin satışını yaparak haksız rekabette de bulunduğu, davalının, tescilsiz olarak kullanmış olduğu ibarelerin davacı markalarının taklidi olup olmadığını bilememesinin haksız rekabet fiilinin işlenmesine engel teşkil etmeyeceği, tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalıların ticaretini yaptıkları ürünler üzerinde davacı adına tescilli “RENAULT” ve "RENAULT+Şekil"den oluşan markaları kullanmak suretiyle ayrı ayrı davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet ettiklerinin tespitine, men'ine, ve ref'ine, hükmün ilanına, davacının maddi tazminat talebinin 66/II-c maddesine göre bulunan tercihine göre ve ıslah dilekçesi de dikkate alınmak suretiyle davalılardan C.. Ltd. Şti. yönünden 5.016 TL, İ... Oto Ltd. Şti. yönünden de 7.123 TL, davacının manevi tazminat talebinin de, davacının tanınmış markasının ve ürünlerinin taklit edildiği, taklit ürünlerin kalitesiz malzemeden yapılmasından dolayı davacı markasına ve ürünlerine olan güvenin tüketiciler nezdinde sarsılma ihtimalinin yüksek olduğunun sabit olduğu, bu itibarla davacının manevi tazminat istemeye hakkı olduğu kanaati ile somut olayın niteliği ve firmanın büyüklüğü de göz önüne alınarak davalılardan C.. Ltd. Şti. yönünden 5.000 TL ve İ...Oto Ltd. Şti. yönünden de 7.000 TL olarak hükmedilmesine ve davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı şirketler temsilcisi ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirketler temsilcisinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men'i, ref'i ile tazminat istemlerine ilişkin olup, davacı taraf marka hakkına tecavüz nedeniyle itibar tazminatı da talep ettiği ve mahkemece “davalı ürünlerinin kalitesiz malzemelerden üretildiğinin ortaya konulamadığı” gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği halde, davacının marka hakkına tecavüz nedeniyle manevi tazminat isteminin “davacının tanınmış markasının ve ürünlerinin taklit edildiği, taklit ürünlerin kalitesiz malzemeden yapılmasından dolayı davacı markasına ve ürünlerine olan güvenin tüketiciler nezdinde sarsılma ihtimalinin yüksek olduğunun sabit olması nedeniyle manevi tazminat istemeye hakkı bulunduğu” gerekçesiyle, kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda, aynı sebebe dayalı olarak talebin birinin reddedilip, diğerinin kabul edilmesi suretiyle çelişkili gerekçeye yer verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece dosyada mübrez bilirkişi raporunda, davacının itibar tazminatı talebinin kabulü için şartların oluştuğunun belirtilmesi hususu da göz önünde bulundurularak, davacının itibar tazminatı talebinin değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde çelişkili gerekçelerle talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.3-Ayrıca, alınan bilirkişi raporlarında 556 sayılı KHK'nın 67. maddesi uyarınca davacı tarafa marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi tazminat olarak verilecek miktarın belirli oranda arttırılabileceği belirtildiği halde ve anılan maddenin “Marka üzerinde tasarruf yetkisi olan kişi, yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, 66'ncı maddenin ikinci fıkrasının (a) veya (b) veya (c) bendlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birini seçmişse; mahkeme, ürünün satışında markanın ekonomik bakımdan önemli bir katkısının bulunduğu kanaatına vardığı takdirde, kazancın hesaplanmasında makul bir payın daha eklenmesine karar verir. Markanın ilgili ürüne ekonomik bakımdan önemli bir katkısının olduğunun kabul edilebilmesi için, ilgili ürüne olan talebin oluşmasında markanın belirleyici etken olduğunun anlaşılmış olması gerekir.” şeklindeki hükmüne göre bu oranın belirlenmesi uzman bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden, bilirkişilerden bu madde hükmü doğrultusunda maddi tazminatın ne oranda arttırılabileceği konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin de reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirketler temsilcisinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 1.236,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketlerden alınmasına, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.