Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 417 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14236 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/12/2014 tarih ve 2014/479-2014/611 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı ...'nin acentesi olup sigorta sözleşmelerinin kurulmasına aracılık ettiğini, davalıya ait araçların sigorta poliçelerinin müvekkili şirketçe düzenlendiğini ancak davalının prim borçlarını ödemediğini, muhtelif adette sigorta poliçelerinden kaynaklanan toplam 20.940,27 TL prim borcu olduğunu, alacağın tahsili için yapılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına ve % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının teklif ettiği fiyatların fahiş olması sebebiyle müvekkili tarafından yenileme talimatı verilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık ve takip konusuna dayanak olan 04.11.2011 tarihinde kesilen on dokuz adet poliçenin, davalı tarafından 26.01.2012 tarihli dava dışı ...'ye gönderilen yazı ile iptalinin talep edildiği, bu haliyle davalı tarafın söz konusu poliçelerden haberdar olduğu, poliçeler ile ilgili sigorta sözleşmelerinin davacının acenteliğini yaptığı sigortacı ile davalı sigortalı arasında geçerli olarak tesis edilip yürürlükte kaldığı, dolayısıyla iptali talep edilen döneme kadar riziko gerçekleşmesi halinde davalının poliçelerden kaynaklanan tazminat talep hakkı olduğu nazara alındığında davacının, poliçelerin kurulduğu dönemden iptalinin gerçekleştiği döneme kadar yani poliçelerin yürürlükte kaldığı döneme tekabül eden sigorta primlerini davalıdan talep edebileceği, davacının ticari defter kayıtlarına göre bu poliçeler nedeniyle takip tarihi itibariyle 20.940,27 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, sigorta primlerinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Sigorta sözleşmesi, kural olarak, sözlü olarak da kurulabilir. Taraflarca dosyaya sunulan e-posta (mail) yazışmalarından, taraflar arasında sözlü olarak sigorta sözleşmesinin kurulduğu sonucuna varılamaz. Taraflar arasında herhangi bir anlaşma olmadan, davacı tarafından poliçe düzenlenmesi, davalı aleyhine hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağından, yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetli görülmemiş ve hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.