MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2012NUMARASI : 2000/257-2012/262Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.03.2012 tarih ve 200/257-2012/262 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25.02.2014 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait işyerinin davalı nezdinde hırsızlık rizikolarına karşı teminat altına alındığını, 24/12/1999 tarihinde işyerinin kapısının kilit kısmının kırılmak suretiyle içeri girilerek işyerinden 78,200.00 USD değerinde mal çalındığını, talep edilmesine rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 42.000,00 TL'nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, rizikonun teminat kapsamında bulunmadığını ve ayrıca çalındığı iddia edilen emtiaya ilişkin hiçbir delil sunulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ceza mahkemesi kararına göre işyerindeki malların davacının eski genel müdürü tarafından ihkakı hak suretiyle götürüldüğü, bu nedenle hırsızlık söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava, hırsızlık rizikolarını teminat altında alan işyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen karar esas alınmak suretiyle davacıya ait çalındığı iddia edilen emtiaların davacının çalışanı tarafından götürüldüğü ve bunun ihkakı hak suçunu oluşturduğu, bu suçun ise hırsızlık sigortası teminatının dışında oluğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nce davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiş olması karşısında, çalındığı iddia edilen emtianın davacının çalışanı tarafından ihkakı hak suretiyle alındığı hususu kesinlik kazanmamıştır. Bu itibarla, mahkemece, tarafların bunun dışındaki iddia ve savunmaları esas alınıp değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.