Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4113 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17557 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/06/2012NUMARASI : 2010/303-2012/571Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/06/2012 tarih ve 2010/303-2012/571 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25.02.2014 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. C M ile Av. M.. B.. ve davalılar vekili Av. M.D dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalılardan P. şirketi yetkilisi A.M.ile yaptıkları görüşme sonucu bu şirketin Türkiye’de ilaç piyasasına girmek için bu konuda faaliyeti olan bir şirketi devralmak üzere müvekkilinden piyasa araştırması yapmasını istediğini ve müvekkilinin dava dışı M. Ş. İlaç A.Ş. ile görüşmeler yaptığını ve bu görüşmeler sonucu davalı P.şirketinin gösterdiği diğer davalı şirkete müvekkilinin araştırıp bulduğu M. Ş. İlaç AŞ.’nin devredildiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre müvekkilinin devir bedelinin %3 oranında tellallık komisyonu alacağının kararlaştırıldığını, talep edilmesine rağmen davalılar tarafından alacağın ödenmediğini ileri sürerek, 660.000,00 USD’nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, taraflar arasında tellallık sözleşmesi mevcut olmadığını, davacı şirketin müşteri portföyünün de içinde olacak şekilde bir şirketin devralınması ve davacı şirketin yöneticisi olan Roberto’nun da devralınacak şirketin ortağı ve müdürü olmak üzere tarafların ortak iş yapma konusunda anlaştıklarını, ancak davacı şirketin yöneticisinin devralınacak şirketten yüksek oranda hisse talep etmesi nedeniyle ortaklığın gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tellallık sözleşmesinin kurulduğu ve buna dayalı olarak tellallık ücretine hak kazanmadığı iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, tellallık sözleşmesi iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, davacı taraf, iddiasının ispatı için davalılara yemin teklifinde bulunmuş, mahkemece davalı şirketlerin yetkili temsilci olduğu belirtilen kişilere yemin eda ettirilmiştir.Oysa, tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile Yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur. Somut olayda, davalı I.. S.. Şirketi adına yemin eden O. G. için düzenlenen vekaletnamede anılan şirketin A ve B grubu yöneticilerinin bulunduğu, şirketin A ve B grubu yöneticilerin müşterek imzası ile veya yönetim kurulu tarafından belirlenen bedelin altındaki işlemler için B grubu yöneticilerden iki kişinin atacağı imza ile temsil edileceği ve davalı şirket adına yemin eden O. G.’ün B grubu yönetici olduğu belirtilmiş olması karşısında, davalı şirket adına yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili vekaletnamede belirtilen yöneticilerin tamamının yemini eda etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, davalı I.. S.. Şirketi adına tek temsilci tarafından yapılan yemin doğru olmayıp, anılan davalı yönünden bağlayıcı değildir. Bu durumda, mahkemece, davalı I.. S.. Şirketi adına yemin edecek kişilerin belirlenerek usulüne uygun olarak yemin yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temiyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.