MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/04/2013 tarih ve 2012/185-2013/93 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/03/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı ... Oto. ve Deri Kor. Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ... ve davalı ... Sigorta A.Ş. vekili Av. Betül Bağışlar Işıker dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin ... ibareli markanın lisans sahibi olduğunu, müvekkilinin araç kaportaları üzerinde boyasız göçük tamiratı, viny, sert plastik, kaporta gibi eşyalar üzerindeki onarımlar, lokal boya çiziği tamiri hizmetleri sunduğunu, dava dışı ...Servis Destek Hizmetleri A.Ş. ile müvekkili arasında 19.07.2002 tarihinde yapılan sözleşmeye göre bu şirketin müvekkili adında sigorta şirketleri ile görüşmeler yaparak müvekkiline ait marka ve hizmetlerin tanıtım ve pazarlamasının üstlenildiğini, ancak anılan şirket tarafından yetkilerin aşılarak sigorta şirketleri ile sözleşmeler imzaladığını, davalının da düzenlemiş olduğu kasko sigorta poliçelerinde müvekkiline ait marka adı kullanılarak mini onarım paketleri sunduğunu, davalının tahsil etmiş olduğu primlerden müvekkiline her hangi bir ödeme yapmadığını, davalının eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının marka hakkında tecavüzünün tesbit ve meni ile 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı defi ile birlikte, müvekkilinin davacının sattığı markalı ürünlerin satın alanı konumunda bulunduğunu, davacının marka hakkına ilişkin bir hizmet sunmadığını, almış olduğu hizmet bedelinin ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından düzenlenen kasko sigorta poliçelerinde müşterilerine risk gerçekleştiğinde ... markasıyla sunulan mini hasar onarımı hizmetini sağlayacağını taahhüt ettiği, riskin gerçekleşmesi üzerine müşterilerini, davacı ve onun lisans verdiği yetkili işletmelere yönlendirdiği, davacı veya yetkilendirdiği işletmeler dışındaki bir yere yönlendirmediği, davalının eyleminin, gerçek marka sahibi veya yetkili lisansörü tarafından sunulan hizmeti müşterilerine taahhüt etmekten ve risk gerçekleştiğinde de hizmeti marka sahibinden satın almaktan ibaret olduğu, bunun da haksız fiili veya marka hakkına tecavüz oluşturmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, davacıya ait markaya tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı tesbit, men ve maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Somut olayda, davacı tarafından davalının düzenlemiş olduğu kasko sigorta poliçelerinde küçük hasarlarda davacının lisans sahibi olduğu ... markalı ürünlerin kullanılacağının poliçelere derç edildiği, bunun 01.07.2005 tarihli poliçeden anlaşıldığı ve bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu iddia edilmiş olup, davalı vekilinin zamanaşımı defi hakkında her hangi bir gerekçe belirtilmeksizin mahkemece zamanaşımı definin reddine karar verilerek işin esasına girilmek suretiyle, davalının davacıya ait marka kapsamında bir hizmet sunmadığı, aksine, davacının markası ile sunduğu hizmeti satın aldığı, dolayısı ile bu eylemin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.Oysa, davacı tarafın ileri sürmüş olduğu vakıalar niteliği itibariyle haksız fiil olması nedeniyle bu tür davalarda zamanaşımı süresi, 818 sayılı BK'nın 60. maddesine göre haksız fiilin ve bu fiili gerçekleştirenin öğrenilmesinden itibaren bir yıldır. Davacı tarafından davalıya gönderilen 07.07.2005 tarihli ihtarname içeriğinden davalının düzenlemiş olduğu kasko poliçelerinde davacının lisans hakkı sahibi olduğu markanın yazılı olduğunun davacı tarafından bu tarihte öğrenildiği, davanın ise 19.09.2012 tarihinde açıldığı ve davacı tarafından davalının anılan tarihten sonra da düzenlediği poliçelerde ... markasını kullandığı iddia ve ispat edilemediğine göre dava tarihi itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmakla, mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 484,65 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.