MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2014 tarih ve 2012/415-2014/342 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı tarafından bitkisel ürün poliçesi ile sigortalanan müvekkiline ait meyve bahçesinin 10/05/2012 tarihinde meydana gelen dolu yağışı sonucu hasar gördüğünü, müvekkilinin zararının karşılanmadığını ileri sürerek, 7934 parsel için 31120,20 TL hasar bedelinin ve 7935 parsel için 28694,65 TL'nin son hasat tarihi olan 28/09/2012 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sigortalının bahçesinde dolu hadisesine ait emarelere rastlamalarına rağmen poliçe düzenlenirken sigortalının beyan ettiği ürün ile bahçedeki ürününün farklı bulunduğunu, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketince sigortalanmış olan davacıya ait nektarin ürününde 10/05/2012 tarihindeki dolu yağışı nedeniyle meydana gelmiş olan hasarın sigorta poliçesi teminatında bulunduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından hasar bedelinin ödenmesi gerektiği, zeyilnamelerde belirtilen hasar bedelleri, % 75 hasar oranı ve % 10 muafiyet birlikte değerlendirildiğinde ödenmesi gereken toplam hasar miktarının 59.814,85 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 59.814,85 TL hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 01/10/2012 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Ancak, taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinin “tazminatın hesabı” başlıklı bölümünde tazminatın sigorta bedeli üzerinden hesaplanan muafiyet tutarı indirildikten sonra kalan zarar miktarının, yine poliçede belirtilen sigortacının üzerinde kalan müşterek sigorta oranı ile çarpılarak hesaplanacağı belirtilmiş olup, mahkemece poliçede belirtilen hesaplamaya riayet edilmeden tazminat tutarı belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece, tazminat miktarının yukarıda bahsedilen poliçe hükmü nazara alınarakhesaplattırılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken poliçe hükümleri nazara alınmadan yapılan hesaplamaya dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.