MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/06/2015 tarih ve 2014/898-2015/354 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili, fer'i müdahil ... vekili ve feri müdahil ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin murisi ...’ın ....’ye 09.11.1999 tarihinde 50.000,00 DEM mevduatı vadeli olarak yatırdığını, henüz vadesi gelmemişken 21.12.1999 tarihinde ... tarafından ...'a el konulduğunu, müvekkilinin murisinin parasının ... adlı paravan banka hesabına yatırıldığını ve sigorta güvencesinde olmadığı gerekçesi ile parasının ödenmediğini, ... yetkililerinin ... Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan kamu davasında bankayı aracı olarak kullanmak suçundan yargılanarak mahkum olduklarını, bankanın kanuna karşı hile yaptığını ve bankalara olan güveni kötüye kullandığını ileri sürerek muris tarafından bankaya yatırılan 50.000,00 DEM’den müvekkili hissesine düşen 6.391,14 EURO (12.500,00 DEM)’nun bankaya yatırılma tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı .... vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kesin hüküm bulunduğunu, müvekkilinin talimat doğrultusunda havale işlemi yaptığını, davacının hesap cüzdanına itiraz etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Fer'i müdahil ... vekili; davacının off shore hesap üzerinde müteaddit işlemleri bulunduğunu, hesap cüzdanına itiraz etmediğini, husumetin off shore bankasına yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Fer’i müdahil ... vekili; müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, davanın asıl muhatabı olan ...'ye tevcih edilmesi gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının murisi tarafından ....’ye 21.12.1999 tarihinde 50.000,00 DEM yatırıldığı, davacının murisinin mevduat alacağının .... yöneticilerinin kendilerine ait şirketlere usulsüz kredi verilmek suretiyle tüketildiği, alacağın ... ...'den tahsil edilmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın havale görünümlü mevduat toplamak olarak değerlendirilmesi gerektiği, ....'nin bir kısım yöneticilerinin .... aracılığıyla Off Shore hesabı açtıran kişileri bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve davacının murisinin iradesinin açıkça fesata uğratıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, veraset ilamına göre davacının hissesine düşen 6.391,14 EURO’nun 09.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmiştir. .../...Kararı, davalı ... vekili, fer'i müdahil ... vekili ve feri müdahil ... vekili temyiz etmiştir.1-Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir. Fer'i müdahil ... vekili, verdiği temyize cevap dilekçesinde kararın davalı banka yararına bozulması isteminde bulunmuş olup, fer'i müdahil ... vekilinin söz konusu dilekçesi temyiz istemi mahiyetinde ise de, davalı banka yanında feri müdahil olarak davaya katılan ...'ın HUMK'nın 433/2. maddesi uyarınca ancak karşı taraf sıfatına sahip davacı tarafın temyizine karşı katılma yoluyla temyiz hakkı bulunup, davacı kararı temyiz etmediğinden davalı bankanın temyiz dilekçesine istinaden katılma yoluyla temyiz yoluna başvurması mümkün olmadığı gibi, fer'i müdahil ... vekilinin temyiz dilekçesini temyiz defterine kaydettirmediği ve temyiz harcını da yatırmadığı, bu haliyle usulünce yapılmış temyiz istemi de bulunmadığı anlaşıldığından, fer'i müdahil ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, banka hesabındaki mevduat alacağının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığa konu hesabın davacının murisi ...’a ait bulunduğu, dosyaya ibraz edilen veraset ilamına göre anılan kişinin hesabın açılmasından sonra 27.10.2009 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak murisin eşi olan davacı ile murisin çocuklarının kaldığı, davacının, davasını doğrudan hesabın tamamına ilişkin açmadığı, kendi payı olduğunu ileri sürdüğü, hesabın 1/4 oranına tekabül eden miktara yönelik açtığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, mevduat hesabı, davacının ve diğer mirasçıların murisi ... adına olup, bu kişinin ölmesiyle terekesine dahil olmuştur. Mirasçılar, terekeye dahil bu hesap üzerinde iştirak halinde maliktirler. İştirak halinde mülkiyette, mülkiyet hakkının tümü aynı anda birden fazla kişiye ait olup, paydaşlar, haklarını ve özellikle ortak mal üzerindeki tasarruf yetkilerini oy birliği ile verecekleri karara göre kullanabilirler. Dava açılması da bu anlamda önemli bir hukuki tasarruf niteliğinde olacağından, paydaşların hep birlikte hareketini zorunlu kılmaktadır. Mirasçılardan birinin terekedeki mal ve haklara ilişkin olarak yalnızca kendi payı oranında dava açması halinde, böyle bir davanın dinlenebilirliği bulunmamaktadır.Bu durum karşısında, uyuşmazlığa konu hesabın iştirak halinde mülkiyete konu olduğu, hak sahiplerinden birinin kendi payına ilişkin açtığı davanın dinlenemeyeceği dikkate alınıp, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı .... vekili ve fer’i müdahil ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle feri müdahil ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekili ve fer’i müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı .... vekili ve fer’i müdahil ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.