MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/11/2013 tarih ve 2013/80-2013/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı-birleşen davada davalı vekili, davalının müvekkilinin "..." isimli tasarımını taklit ettiğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, 5.000 TL maddi, 2.500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir. Davalı-birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin ürünü ile davacı tasarımının benzer olmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada davaya konu tasarımın yenilik ve ayırtedicilik vasfını haiz olmadığını ileri sürerek, davalının endüstriyel tasarım tescil belgesinin sicilden terkinini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın takipsiz bırakıldığı, birleşen dava yönünden tasarımın yeni ve ayırtedici olduğu gerekçesiyle, asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Asıl dava, haksız rekabetin tespiti önlenmesi, maddi ve manevi tazminat, birleşen dava endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen dava yönünden ise davaya konu olan tasarımın yenilik ve ayırtedicilik unsuruna sahip olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 554 sayılı KHK'nın 7. maddesinin 1. fıkrasına göre "Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır." ve aynı maddenin son fıkrası uyarınca da "Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır."Ayrıca 554 sayılı KHK'nın 10/1. maddesine göre ise "Teknik fonksiyonunun gerçekleştirilmesinde, tasarımcıya, tasarıma ilişkin özellik ve unsurlarda hiç bir seçenek özgürlüğü bırakmayan tasarımlar koruma kapsamı dışındadır." Mahkemece birleşen davada görüşüne başvurulan bilirkişi kurulunun 07.01.2014 tarihli raporunda alçının modele rehber olacak şekilde takılmasını sağlayan ve alçının modelde dönmesini engelleyen yan çizgilerin olduğu; havuzların yan duvarlarında ikişer adet deliklere geçen plastik sürgülerin, alçının havuzdan kolay bir şekilde ayrılmasını sağladığı ve bu hususların işlevsel olmakla birlikte, işlevselliğin tasarımın görünümüne etkisinin bulunduğu mütalaa edilmiştir. Buna karşın, asıl dava dosyasında alınan 14.04.2014 tarihli raporda dava konusu tasarımda bulunan beyaz renkli sürgülerin davacı tarafça delil olarak sunulan Amerikan patentinde bulunmadığı, varolan farklılıklar karşısında dava konusu tasarımın yeni ve ayırtedici niteliğe sahip bulunduğu bildirilmiştir. Oysa, az önce de belirtildiği üzere tasarımın kıyaslanmasında farklılıklardan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi ve bu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yarattığı genel izlenimin dikkate alınması gereklidir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda açıklanan bu ilkeler doğrultusunda bir değerlendirmede bulunulmadığından anılan rapor hüküm tesisine elverişli bulunmadığı halde, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmediğinden birleşen davada verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen davada verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden birleşen davada davacıya iadesine, 19/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.