Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3860 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5606 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/11/2013 tarih ve 2012/95-2013/591 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17/03/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalılardan ... vekili Av. ..., davalılardan ...hariç tüm davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin eski yönetim ve denetim kurulu üyesi olan davalıların, zorunluluk bulunmadığı halde yeni satın alınan üç adet yolcu otobüsünü gerçek değerlerinden 1/3 aşağı fiyata sattıklarını, sürekli kâr edildiği halde şirketin otobüs işletmeciliği faaliyetine son verdiklerini, böylece şirkete ait araçlara akaryakıt sağlayan istasyonlarının da aylık (7.000) TL tutarındaki kârdan yoksun kaldığını, şirket defterlerinin kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırılmadığını, davalı ... davacı şirketin akaryakıt istasyonunun bulunduğu yol üzerinde kendisine ve yakınlarına ait istasyon kurarak rekabet yasağına aykırı davrandığını, davalı... müvekkili ile birlikte rakip şirketlerin muhasebecilik görevini yürüttüğünü, davalı denetçiler ... ve ... şirket defter ve belgelerini denetlemeyip gereken özeni göstermediğinden zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, şimdilik (5.000) TL maddi ve (10.000) TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Dairemize ait 13.12.2011 tarihli ilama dayanılarak, davacı şirket araçlarının değerlerinin altında satılmadıkları, dolayısı ile bu yöne ilişkin bir zararın bulunmadığı, davalıların davacı şirkete ait 3 adet aracı satışında, hat bedelinden kaynaklanan herhangi bir zararın doğmadığı, davacı tarafından zararın varlığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.2- Ancak her ne kadar mahkemece bozma ilamımız doğrultusunda karar verilmişse de, yapılan inceleme hüküm kurulması için yeterli değildir. Zira öncelikle mahkemece, davacı şirkete ait araçların ucuza satılmasının davacıyı zarara uğratıp uğratmadığının tespiti için görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, Isuzu markalı araçların 2006 satış tarihindeki değerlerinin ortalama 95.000 TL olduğu, Mercedes markalı 1993 model otobüsün 2006 satış tarihindeki bedelinin 70.000 TL, 1994 modelin ise 75.000 TL olabileceği, dolayısıyla araçların rayiç değerinin altına satılmadıkları bildirilmiştir. Oysa dosyaya sunulan satış faturaları ve noterden düzenlenen satış sözleşmelerinden anlaşılabildiği kadarıyla, Isuzu markalı araçlar 75.000 TL ve 80.000 TL'ye, Mercedes markalı araçlar ise 45.000 TL'ye satılmıştır. Bu durumda bilirkişilerce, anılan tespitlerine rağmen, belirtilen bedellerle satış yapılmasının davacıyı nasıl zarara uğratmadığının daha ayrıntılı bir şekilde açıklanması gereklidir. O halde mahkemece yukarıda açıklanan ... ve ... markalı araç satışlarının davacı şirketi zarara uğratıp uğratmadığı konusunda oluşan tereddütü gideren ek veya yeni bir bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 3- Yine mahkemece, davalı yöneticiler tarafından 28.12.2005 tarihli kararla Beypazarı-Ankara arasındaki taşımacılık faaliyetine son verilmesinin davacı şirketi zarara uğratıp uğratmadığının incelenmesi de sadece hat bedelinin bulunup bulunmadığına hasredilmiş, hat bedeli olmadığından, anılan taşımacılık faaliyetine son verilmesinin de, davacıyı zarara uğratmadığı kabul edilmiştir.Oysa bozma ilamımızda da belirtildiği gibi davacı şirketin Beypazarı-Ankara arasındaki taşımacılık faaliyetine son verilmesinin, hat üzerinde faaliyette bulunan rakip firmaların taşıma ücretlerini çok aşağılara çekmesi dolayısıyla alınması zorunlu ve şirket yararına bir karar mı, yoksa davalıların kısa sürelerle yeni araç alıp satmaları ve sonunda da taşımacılık faaliyetine tamamen son vermeleri dolayısıyla şirketi zarara uğratan bir karar mı olduğunun, tüm yönleriyle birlikte araştırılıp incelenmesi gereklidir. Bu durumda mahkemece, ek veya gerekirse önceki bozma ilamımızda bildirilen nitelikleri haiz yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınması suretiyle, açıklanan konularda inceleme yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayanarak, yazılı şekilde hüküm kurulması dahi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.