Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 386 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17403 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BURSA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 02/08/2013NUMARASI : 2013/92-2013/92 D. İŞ Taraflar arasında görülen davada Bursa 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/08/2013 tarih ve 2013/92-2013/92 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili banka tarafından borçlu Ş.. A.. T. Gıda Ltd. Şti ile aralarında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden Ticari Kredi Hesabı açıldığını ve kullandırıldığını, Ş.. A..'ın ise sözleşmelerin kefili olduğunu, borçlu borcunu ödemediğinden G.K.S'nin 9. maddesi gereğince kredi hesaplarının kapatılarak borçlulara hesapların kat edildiğinin noter aracılığı ile gönderildiği ve müvekkili bankanın kredi sözleşmesine istinaden açtığı nakit krediden dolayı 28/06/2013 tarihi itibari ile 238.851,15 TL alacaklı bulunduğunu, kredi borçlusu Ş.. A.. T. Gıda Ltd. Şti'nin kredi borçlarını teminen verilmiş araç rehni bulunduğundan İİK'nın 45. maddesi gereğince kredi borçlusu hakkında bu tutar için öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılacağından, asıl kredi borçlusu hakkında ihtiyati haciz talep edilmediğini, kefil Ş.. A.. hakkında alacağın muaccel olduğundan bahisle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, müteselsil kefil Ş.. A.. yönünden TBK 586/1 ve 6101 sayılı TBK Yürürlük Kanunu 1, 2, 3 maddesi uyarınca, alacak henüz istenebilirlik koşullarını taşımadığından, İİK'nın 257. maddesi şartları oluşmadığından yerinde olmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir. Hesabın kat edilmesi, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir. Asıl borçluya gönderilen ihtar borçlunun temerrüdünün yanı sıra TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından gerekli bir unsurdur. Ne var ki müteselsil kefilin takibi için ona ihtar gönderilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle, asıl borçlu ve kefile aynı anda ihtar gönderilmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddedilmesi isabetsizdir.Öte yandan TBK’nın 586’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesinde müteselsil kefil hakkında icra takibi yapılmasına engel olan bir istisna öngörülmüştür. Bu hükme göre, alacağın teslime bağlı menkul rehni (TMK m.939) veya alacak rehni (TMK m.954 vd) ile güvence altına alınması hâlinde rehnin paraya çevrilmesinden önce müteselsil kefil hakkında takip yapılamayacaktır. Mahkemece bu hükme istinaden alacağın taşıt rehni ile güvence altına alınmış olduğu belirtilerek ihtiyati haciz istemi reddedilmiştir. Ancak, TMK’nın 940. maddesinin II. fıkrasında “Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için, kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabilir. Rehnin kurulmasına ilişkin diğer hususlar tüzükle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemeden hareketle kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından, teslime bağlı rehin yanında, zilyetliğin alacaklıya devrine gerek olmaksızın, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile kaydedilmek suretiyle taşınır mal üzerinde rehin kurulabilir. Böyle bir rehin teslime bağlı taşınır rehni olmadığından, TBK’nın 586’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesine göre müteselsil kefilin takibine engel teşkil etmez. Dosya içeriğinde rehin sözleşmesi ve sicil kaydı mevcut olup kurulan TMK’nın 940’ıncı maddesine göre oluşturulan sicilli taşınır rehni olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan alacağın taşınır rehni ile güvence altına alınmış olduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamış, ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün ihtiyati haciz isteyen yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün ihtiyati haciz isteyen yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.