MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/05/2013 gün ve 2013/437-2013/146 sayılı kararı bozan Daire’nin 17/03/2014 gün ve 2013/16032-2014/5097 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili ile davacı ... mirasçısı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin 400.000 TL olan sermayesinin %50'si olan 200.000 TL değerde sermaye payının eşit hissede sahipleri olduklarını, davalı şirketin 17/08/2012 tarihinde 2009, 2010, 2011 yılları olağan genel kurul toplantısını yaptığını ve alınan kararların 29/08/2012 tarihli ticaret sicili gazetesinde ilan edildiğini, müvekkillerinin %50 hisse sahibi olmalarına karşın genel kurul toplantısına katılamadıklarını ve yönetim kuruluna seçilmediklerini, azınlık hisseler yönetim kuruluna girdiklerini, müvekkillerinin ana sözleşme hükümlerine ve de TTK 368. maddesine aykırı olarak toplantıya davet edilmediklerini ve müvekkillerinin genel kurula katılmalarının önlendiğini, bu hususun TTK 368. maddesine aykırı olduğu gibi TTK 381. maddesinde belirtilen afaki iyi niyet kaidelerine aykırı olduğunu, 3 yıllık hesap dönemini ve faaliyet sonuçlarını karara bağlayan bir genel kurulun %50 hisse ile toplanması ve bu azınlık yapısı içinde özellikle karar alarak müvekkillerini dışlayan yeni bir yönetim kurulu oluşturulmasının iyi niyet kaideleri ile bağdaşmadığını, şirket hesapları, vergi dairelerine verile mali bilanço ve kar - zarar tablolarına dayandırıldığını, tabloların TTK hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, yetkisiz yönetim kurulu üyesinin dahil olduğu yönetim kurulu kararı ile genel kurul kararı alındığını, üyelerin 3 yıl için seçilmeleri ile müferit imza yetkisi verilmesinin iyiniyetle bağdaşmadığını, ileri sürerek davalı şirketin 2009, 2010, 2011 yıllarına ait genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili tarafından temyiz edilen karar, Dairemizin 17.03.2014 günlü kararında yazılı gerekçelerle bozulmuştur.Bu kez davalı vekili ile davacı ... mirasçısı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekili ile davacı ... mirasçısı ... vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekili ile davacı ... mirasçısı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı ile davacı ... mirasçısı ...'den ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 19/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.