MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2012NUMARASI : 2011/59-2012/303Taraflar arasında görülen davada Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13.06.2012 tarih ve 2011/59-2012/303 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin babası olan Mehmet Taslacı'nın davalı şirketin ortağı olduğunu, kendisinin 2010 yılında vefat ettiğini, 2007 yılında ise rahatsızlandığını ve yatağa düştüğünü, bakımının müvekkili ve müvekkilinin annesi tarafından yapıldığını, buna karşın, davalı şirketin 22/01/2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ile sermaye artışı kararı aldığını, alınan bu kararda, M. T.'nın da imzasının bulunduğunu, ancak bu imzanın sahte olduğunu, diğer ortakların, murisleri şirket toplantısına katılmadığı halde katılmış gibi gösterdiklerini esasen bu dönemde evde yatalak ve bilincinin kapalı olduğunu, alınan sermaye artırımı kararı ile Mehmet Taslacı'nın hissesinin %25'ten %1,25'e indirildiğini, bunun amacının müvekkilinden mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 22/01/2008 tarihli ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, muris M. T.'nın yatalak olmadığını, aklı başında ve bilinçli bir kimse olduğunu, kendi başına bir çok işlem yapabildiğini, davalılardan A.. K..'ın şirket ortağı olmadığını, muris M. T.'nın sağlığında iki ayrı vekaletname ile davalılardan H.. T..'yı vekil tayin ettiğini, yapılan sermaye artırımının davacıya herhangi bir zarar vermediğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporu kapsamında iptali istenen ortaklar kurulu kararının altındaki imzanın muris Mehmet Taslacı'ya ait olmadığı, davalı tarafça karardaki imzanın vekaleten H.. T.. tarafından atıldığı savunulmuşsa da muris M. T.'nın isminin altındaki imza kısmında vekaleten imza atıldığı ibaresinin mevcut olmadığı gibi imzanın H.. T..'nın imzasına da benzemediği, davacı tarafça sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü, bu iddianın her zaman herkese karşı ileri sürülebileceği ayrıca beş yıllık zaman aşımı süresinin de dolmadığı, sermaye artırımı kararı için ana sözleşmede daha yüksek bir nisap öngörülmemiş ise sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararının yeterli olduğu ancak ana sözleşmede bu yönde bir belirleme olmamasına karşın daha önce alınan sermaye artırımına ilişkin tüm kararların oy birliğiyle alındığı, ayrıca muris M. T.'nın imzası sahte olduğu için alınan kararın geçersiz olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin 22/01/2008 tarihli 28 karar sayılı ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.1-Dava, limited şirket ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.İptali istenen ortaklar kurulu kararı incelendiğinde, davacı ile bir kısım davalıların murisi olan M. T. dışında toplam sermayenin %75'ini temsil eden üç ortak daha bulunduğu, bu kişilerin, toplantıya ve karara iştirak ettikleri, bu suretle sermaye artırımı kararının %75 toplantı ve karar nisabı ile gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece iptali istenen ortaklar kurulu kararının 6762 sayılı TTK’nın 536/3 maddesinde düzenlenen sermaye artırımına yönelik gerekli toplantı ve karar nisabına uygun olduğu göz önüne alınarak, davacı tarafın, toplantıda alınan kararın amacının davacının miras hakkının kısıtlanması olduğu yönündeki iddiaları da nazara alınarak, davalı şirket yönünden sermaye artırımının gerekli olup olmadığı, sermaye artırımının davacının miras hakkını kısıtlama amacı taşıyıp taşımadığı hususları üzerinde durulmak suretiyle sermaye artırımının yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı belirlenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün, bozulması gerekmiştir.2–Öte yandan davacı tarafça davalı şirketin ortaklar kurulu kararının iptali istemi ile açılan davada, gerçek kişi davalılara husumet düşmediği göz önüne alınmaksızın, davanın tüm davalılar yönünden kabulüne karar verilmesi dahi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.