MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 31/12/2012NUMARASI : 2011/268-2012/646Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31.12.2012 tarih ve 2011/268-2012/646 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, , müvekkilinin İzmir raylı sisteminde taşeron olarak çalışan G. Ltd. Şti.ne, TEB Ankara Çankaya Şubesine ait 2 adet çek verdiğini, bunlardan 15/04/2010 keşide tarihli ve 50.000,00TL bedelli olanının bedeli muhatap bankada şirketçe hazır bulundurulduğunu, müvekkilinin bilgisi dışında çeki ne şekilde ele geçirdiği bilinmeyen ve çekte cirosu dahi olmayan davalı M.. Ö.. tarafından İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/161 E sayılı dosyası ile çeke ödeme yasağı konulduğu gerekçesi ile muhatap banka tarafından çek bedelini ibraz eden T. Faktoring A.Ş'ne ödenmediğini, çek arkasına ödeme yasağı bulunduğu şerh edilerek paranın banka tarafından blokeye alındığını, ancak davalı banka tarafından çekin karşılığının bulunduğu ve paranın blokeli hesaba alındığı şerhi düş??lmediğinden çekin karşılıksız işlemi gördüğünü ve hamili tarafından Ankara 26.İcra Müdürlüğü'nün 2010/5724 sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, çek bedelini ödediğini zanneden müvekkilinin bu olaylardan ödeme emrinin tebliği üzerine haberdar olduğunu, takibin iptali amaçlı dava açılmış ise de haciz baskısı altında 14/05/2010 tarihinde 61.000,00 TL ödemek zorunda kaldığını, diğer davalı tarafından İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan davanın takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bütün bu nedenlerle davalı M.. Ö..'in ve davalı bankanın kusurlu ve sorumlu olduklarını ileri sürerek fazladan ödenen 11.000,00 TL'nin 14/05/2010 tarihinden itibaren reeskontavans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı banka vekili, ödeme yasağı kararının mahkeme tarafından verildiğini, mahkeme kararlarına uymamanın suç olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 13.7. maddesi uyarınca müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, diğer yandan müvekkilinin çekin ibrazı sırasında bakiyeyi blokeye almasının nedeninin çekin meşru hamilinin belli olmaması ve zayi davasına konu edilmiş olması olduğunu, ödeme yasağı kararının çeklerin icra takibine uğramasına engel olmadığını, müvekkilinin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı M.. Ö.. vekili, İzmir Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu, müvekkilinin davada sıfatı olmadığını, davacının yaptığı ödemenin yasal bir icra prosedürü içerisinde olduğunu, ödeme yasağı kararının mahkemece mevcut deliller takdir edilerek verildiğini, asıl mağdurun müvekkili olduğunu, herhangi bir sorumluluk var ise davalı bankaya yüklenebileceğini, müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalı banka tarafından çek karşılığı bloke edilmiş ise de, bu hususun çekin arkasına da yazılması gerektiği, şerhin eksik yazılmış olduğu, bu takdirde son cirantanın icra takibi yapmadan blokenin çözülmesini veya tedbir kararının kaldırılmasını bekleyeceğinin açık olduğu, ayrıca bankanın ödeme yasağı kararını ve bloke işlemini davacıya haber vermesinin gerektiği, davacı takibe karşı çekin karşılığının bulunduğu itirazını ileri sürebileceği gibi çek bedelinin blokeli hesaptan tahsil edilebileceği ve takibe gerek kalmayacağının da anlaşılmış olduğu, davalı bankanın iki hatalı işlemi ile davacı hakkında takibe geçilmesine ve fazla ödeme yapmasına neden olduğu; davalı M.. Ö.. ise çekte lehtar, ciranta olmadığı halde zayi nedeni ile iptal davası açmış olduğu, aldığı tedbir kararı nedeni ile çekin ödenmesini engellediği, davayı da takip etmediği ve açılmamış sayılmasına neden olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, 11.000,00 TL'nin 14/05/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle davalı banka yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı banka, İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde derdest olan zayi nedeniyle çek iptali davasından dolayı verilen ödemeden men kararını çek üzerine şerh etmiştir. Hamilin mahkemeden men kararını kaldırtması mümkün olduğu gibi, keşideci hakkında icra takibi yapılabileceği ayrıca davacının zararını, ödemeden men kararı alan diğer davalıdan isteyebileceği, mahkemece bu davalı hakkında da tazmin kararı verildiği, davalı bankanın eylemi ile davacı keşidecinin zararı arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşılmakla davalı banka hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalı banka yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalı banka yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 09.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.