MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2013NUMARASI : 2012/321-2013/55Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.03.2013 tarih ve 2012/321-2013/55 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili asıl davada, müvekkillerinin davalı banka nezdinde bulunan hesaplarından bilgi ve talimatları olmadan internet şifre ve kullanıcı bilgileri ele geçirilmek suretiyle Müslim Bağcı adlı tanımadıkları bir kişinin hesabına havale yapıldığını, 06.05.2005 tarihinde 1’er dakika aralıklarla 11 defa şifre değişikliği işlemi yapıldığını, 10, 11 ve 12 Mayıs 2005 tarihlerinde de şifre değişikliği işlemi yapıldığını, bundan sonrada para transferlerinin yapıldığını, müvekkillerinin toplam zararının 125.000,00 YTL olduğunu, davalı bankanın gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek, 125.000,00 YTL’nin tazminini talep ve dava etmiş, birleşen davada da hesaplardan transfer edilen bu meblağın hesaptan alınma tarihi olan 17.05.2005 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş olan avans faizi toplamı 38.000,00 YTL ve müvekkilinin faizle karşılanmayan munzam zararı olan şimdilik 50.000,00 YTL olmak üzere toplam 88.000,00 YTL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu paranın çekilmesine yönelik işlemlerin şifre kullanılarak yapıldığını, bankanın bir kusurunun bulunmadığını, şifresini muhafaza edemeyen davacıların kusurlu olduğunu, asıl davada birikmiş faiz istenmediğini, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmadığını, munzam zarar koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulacağı, munzam zarara ilişkin talebin kesinleştiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, davacı M.. K.. için 99.350 TL, davacı F.. B.. için 15.600 TL, davacı İ.. M.. için 9.450 TL'den toplam 124.400 TL'nin, birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı M.. K.. için 29.949 TL, davacı F.. B.. için 4.702 TL, davacı İ.. M.. için 2.849 TL'den toplam 37.500 TL faizin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak, dava dilekçesinde davacıların hesabındaki paraların dava dışı Müslüm Bağcı adına kayıtlı hesaba havale edildiğinden bahisle, her üç davacı yönünden talep edilen toplam miktarın davalıdan tahsili talep edilmiş, Dairemizce davacıların ihtiyari dava arkadaşı olduğu, davacı taraftan her biri için talep edilen tutarın sorulması, her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğine işaret olunarak hüküm bozulmuştur. Davacı taraf bozma ilamından sonra her bir davacı için ayrı ayrı talep ettiği tutarı belirtmiş, bu kapsamda davacı İ.. M.. için asıl davada 9.450 TL'nin tahsili istenmekle birlikte, talebe konu 21695067 numaralı hesabın davacı M.. K.. ile İ.. M..'in müşterek hesabı olduğu nazara alınmadan, anılan miktarın davacı İ.. M.. yönünden davalı bankadan tahsiline karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece davacılar vekilinin 21695067 nolu hesap yönünden talep ettiği 9.450 TL'nin davacı İ.. M.. ve M.. K..'ın müşterek hesabından kaynaklandığı nazara alınarak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.