Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3757 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13951 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/05/2013NUMARASI : 2011/204-2013/111Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.05.2013 tarih ve 2011/204-2013/111 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 10 yıldır TUS kitapları yayınladığını, Pediatri 1-2-3 isimli eserleri olduğunu, davalının da bu eserlerini taklit ederek Pediatri Ders Notu 1-2-3 isimli eseri piyasaya sürdüğünü ileri sürerek, FSEK 68. madde uyarınca şimdilik 10.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan ıslah dilekçesiyle talebini yükseltmiştir.Davalı vekili, iddiaların gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının test kitabının sahibinin hususiyetini taşıyan eser mahiyetinde olduğu, davalının mali hakları davacıya ait olan eserlerin basımını yaptığı, FSEK 68 maddesi uyarınca üç kat tazminat istenebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 77.106 TL tazminatın son baskı tarihi olan 10.08.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Ancak; dava FSEK'dan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalı taraf bilirkişi raporuna itirazında 25.11.2010 ve 28.12.2010 tarihli faturalarda belirtilen 9.000 adet baskının davacıya ait eserden farklı olduğunu, bu eserlerin 2011 yılında basıldığını, bunlar yönünden kopyalamanın söz konusu bulunmadığı, bilirkişi raporunda davacıya ait lacivert kapaklı kitaplar ile davalıya ait eflatun renkli kitapların incelendiğini, eflatun kapaklı kitapların adedinin 3.730 adet olduğunu savunmuş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya ait kitapların 2010 yılında basılıp yayınlandığı, eflatun kapaklı kitapların davacı eserinden aynen kopyalandığı, Ş. O. firması tarafından davalıya kesilen 5 adet faturaya göre 12.730 adet kitabın basıldığı, bunlardan ne kadarının satışa sunulduğu konusunda yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle basılan kitap sayısının yarısı olan 6.365 adedinin kabul edildiği, bu miktar üzerinden FSEK 68 göre 77.106,33 TL tazminatın ödenmesi gerektiği ifade edilmiş, mahkeme gerekçesinde de davalı tarafın dosyaya sonradan basımı yapılan kitapları sunduğu, bunların davacı tarafa ait kitaplardan bilgi ve içerik olarak farklı ve bağımsız eser olduklarının anlaşıldığı belirtilmiş, yine hüküm kısmında kitapların son baskı tarihi 10.08.2010 olarak kabul edilmiştir. Bu itibarla, mahkemece bilirkişi raporunda esas alınan 25.11.2010 ve 28.12.2010 tarihli üç adet faturanın yukarıda belirtilen baskı tarihinden sonra olduğu, bu eserlerin mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı kitaplarından farklı olduğu nazara alınarak, tazminat hesabının kopyalandığı kabul edilen davalıya ait eflatun renkli kitaplar üzerinden yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yaranına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.