MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada İstanbul 40. Asliye Ticeret Mahkemesi’nce verilen 27/13/2012 tarih ve 2011/43-2012/74 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili ve Müflis ... adına iflas idaresi memurları tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin İstanbul Büyükçekmece Ticaret Sicil Memurluğunda 1360 numara ile kayıtlı...Radyo ve Televizyon Yayıncılığı Ticaret A.Ş.' de sahip oldukları hisselerinin, 14.08.1998 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalılar ..., ... ..., ... ve ...'e devredildiğini, bahsi geçen sözleşmenin davalılardan ... tarafından da müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, daha sonra davalıların sözleşme ile yükümlendikleri edimleri yerine getirmediklerini, mahkeme kararı ile hisse devir sözleşmesinin iptaline karar verildiğini, davacıların hisse devir sözleşmesi ile zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik 100.000,00 TL'nin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin bulunduğu ancak davalıların hisse devir bedelini ödemediği, taraflar arasındaki sözleşmenin mahkeme kararı ile feshedildiği, davacıların anılan sözleşme gereğince uğradıkları menfi zararlarının davalılardan tahsilini talep edebilecekleri, davacının zararından tüm davalıların sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 100.000,00 TL' nin temerrüt tarihi olan 30.12.2004 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar ..., ... Tan, ... ve ...’den tahsiline, dava tarihi itibari ile davalı ...’in iflas halinde olması nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 100.000,00 TL' nin davalı ...’in iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalılardan ... vekili ve Müflis ... adına iflas idaresi memurları temyiz etmiştir.1-Dava, iptal edilen hisse devir sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK'nın 382 ve devamı maddelerinde, gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetimin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.Somut olayda, mahkemece kararın gerekçe kısmında hüküm altına alınan miktardan karar başlığında 1-5 numaralı davalıların yani ..., ..., ... ve ... ile ...'in sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında hüküm altına miktarın, 1-4 numaralı davalılar olan ..., ......., ... ve ...'dan tahsiline karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığından ve bu nedenle mahkemece verilen karar yukarıda açıklanan yasa ve içtihat hükümlerine aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davalı ... vekilinin sair, davalı Müflis ... adına iflas idare memurlarının ise tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair, davalı Müflis ... adına iflas idare memurlarının ise tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.