Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3696 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8813 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2015NUMARASI : 2014/402-2015/408Taraflar arasında görülen davada ... ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/05/2015 tarih ve 2014/402-2015/408 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin acentesi olduğu davalı Sigorta Şirketine Acente Mesleki Sorumluluk Sigortası yaptırdığını, müvekkilinin acenteliği tarafından yapılan sigorta poliçesine istinaden dava dışı ... ....'un davalı Sigorta Şirketine dava açtığını, dava derdest iken yapılan tetkikler neticesinde, müvekkilinin personeli tarafından yapılan hatalı işlemin işbu davaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin, ... ....'nun zararını gidererek ibraname aldığını, bu kişinin ibranameyi ibraz etmek suretiyle davayı konusuz bıraktığını ve dava takip edilmeyerek müracaata bıraktığını ileri sürerek, poliçe limiti olan 10.000 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ... ....'nun açtığı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda davacının davada haklı olmadığının tespit olunduğunu, söz konusu dosya içerisinde personel kusuruna ilişkin bir tespit bulunmadığı gibi eldeki davada davacının bu hususa dair bir ispat getirmediğini, davacının söz ettiği olayın sigorta sözleşmesinin düzenlenmesinden önceki tarihte gerçekleşmesi ve tazminatın kanuni talep olmaksızın kendiliğinden ödenmesi nedeniyle teminat kapsamı dışında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, ikinci cevap dilekçesinde de zamanaşımı def'inde bulunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, rizikonun gerçekleştiği 07/11/2011 tarihinden önce dava dışı ... .... tarafından kasko sigortası bedelini de içerir şekilde acenteye 2.500 TL'lik ödemenin yapılmış olduğu, sigorta şirketi acentesinin çalışanı tarafından bu bedelin kasko primi düşülmek suretiyle kalan tutarının araç satımına mahsup edilmesi gerektiği halde tamamının araç satışından kaynaklı borca mahsup edildiği, buna göre de 31.10.2011 tarihinde kasko poliçesinin yersiz olarak hatalı şekilde iptal edildiği, davacı acente ile davalı şirket arasında olay tarihi itibariyle mesleki sorumluluk sigortasının bulunduğu, hatalı işleminde bu sigortanın teminatları kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, Mesleki Sorumluluk Sigortası nedeniyle uğranılan zararın sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili acentenin, dava dışı ... ....'na yaptığı kasko poliçesinin müvekkili çalışanının hatası nedeniyle sehven iptal edildiğini, oysa ki bu kişinin sigorta primini ödediğini, sigorta primi ödenmediği iddiasıyla hasar tazminat isteminin davalı sigortaca reddedildiğini, ... ....'nun davalı Sigortaya karşı açtığı tazminat davasının yargılaması sırasında müvekkilinin ... ....'nun zararını giderdiğini ileri sürerek, mesleki sorumluluk sigortası kapsamında yaptığı ödemenin davalı Sigortadan tahsilini istemiştir. Davalı ise, zamanaşımı def'inde bulunmuş, ayrıca davacı, dava dışı kişiye ödeme yapmış ise de bu ödemenin geçerli bir sebebe ve mahkeme kararına dayanmadan, sigortacının sorumluluğunu doğuracak bir işlem söz konusu olmadan keyfi olarak ödeme yaptığını ve sigortanın rizikodan haberdar olduktan sonra yapılmış olması nedeniyle batıl olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece yazılı olduğu şekilde bilirkişi raporu alınmak suretiyle rapora aykırı şekilde davanın kabulüne dair karar verilmişse de davalının zamanaşımı def'i incelenmeden davanın esasına ilişkin karar verilmesi doğru olmamıştır.2-Kabule göre de, bilirkişi de davalının savunmalarında bildirdiği gibi aslında sorumluluğa sepep olduğu ileri sürülen dava dışı ... ....'nun kasko poliçe primlerini ödediğine dair bir delil bulunmadığını bildirmiştir. Davacı, dava dışı ... ....'nun davalı şirkete karşı açtığı dava dosyasında bulunan ... ....'na araç satan dava dışı ...se şirketine ilişkin bir takım evraklara dayanmıştır. Kasko poliçesine göre sorumluluğun doğması için sigorta priminin ilk taksidinin ödenmesi gerekir. Mahkemece, her ne kadar 2.500 TL tutarındaki kimin tarafından düzenlendiği anlaşılmayan imzasız "Tahsilat Makbuzu" başlıklı "Satış Kasa" açıklamalı belgedeki meblağın içinde sigorta priminin de olduğu kabul edilmişse de, bu belgede bu bedelin içinde sigorta priminin tahsil edildiğine dair bir açıklık bulunmadığı gibi, araç satışına ilişkin "... Otomotiv Müşteri Sipariş" kartında "kasko hariç" ibaresinin bulunması, araç satışı ve kasko poliçe tarihinden sonraki 23.12.2014 tarihli ...se firması kaşeli ve imzalı hesap dökümünde sigorta primininden bahsedilmemiş olması ve bu belgelerin davacı acenteye veya davalı sigortaya ait olmayıp araç satışı yapan ...se firmasına ait bulunması ile kasko poliçesinde sigorta priminin taksit taksit ödeneceğinin gösterilmiş olması karşısında ilk taksitin ödenmiş olduğunun kabul edilip edilemeyeceği konusunda hiçbir değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır.3-Yine kabule göre, davalının ayrıca poliçenin rizikonun gerçekleşmesinden sonra yapıldığına dair savunması üzerinde de durulmaması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.