MAHKEMESİ : İSTANBUL 50. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2012/53-2013/127Taraflar arasında görülen davada İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/05/2013 tarih ve 2012/53-2013/127 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından sigortalanan uçak yedek parça emtiasının Amerika'dan Eskişehir'e taşınması işinin davalılar tarafından üstlenildiğini, söz konusu emtianın davalıların sorumluluğunda taşınmak üzere uçağa tam ve sağlam olarak yüklendiğini, ancak emtianın eksik olarak teslim edildiğini, Varşova Konvansiyonu'nun 18/1. maddesi uyarınca davalıların zarardan sorumlu olduklarını, müvekkilinin meydana gelen zararı sigorta ettirene ödediğini ve onun haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğunu ileri sürerek, 32.871 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı K. Hollanda K. Hava Yolları A.Ş. vekili, Varşova Konvansiyonu uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı vekili, müvekkili şirketin taşıyıcı olmadığını, forwarder şirketi olduğunu, taşıma işinin diğer davalı tarafından gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 128/2. maddesi ve Varşova Konvansiyonu'nun 26. maddesinde öngörülen süreler içinde hasar ihbarının yapılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte istenen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamı kapsamında yapılan yargılama neticesinde; Eskişehir 1. Noterliği'nden sadır olan 18.10.2007 tarih ve 28619 yevmiye nolu ihtarname içeriği de ayrıca gözetilip dikkate alınarak, kaybolan 892 kg emtianın gerçek değerinin 34.692 USD olarak ifade edilmesinin teknik olarak uygun olduğu, kadri maruf olduğu, davacının, gerçekleşen zararı 05/02/2008 tarihli makbuz ile sigortalısına ödemediği, gerçek zararın bilirkişi ek raporuna göre 34.692 USD olup, 1 USD 05/02/2008 tarihinde efektif satış kuru olan 1.1714 TL den çevrildiğinde 40.638,20 TL yaptığı, kayıp eşyanın ağırlığının 892 kg olduğu, 892 x 17 SDR = 15.164 SDR'nin davalıların sorumluluğunda olduğu, 05/02/2008 tarihi itibariyle 1 SDR = 1.8937 TL olduğu, 15164 x 1.8937 = 28.716,06 TL'nin davalıların ödemeleri gereken tutar olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 28.716,06 TL tazminatın 05.02.2008 tarihinden itibaren değişen oranda avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Uyulan bozma ilamında açıkça davalının sorumlu olduğu üst sınırın hesaplanmasında “Varşova Konvansiyonu’nun 4 sayılı Montreal Protokolü ile değişik 22'nci maddesi uyarınca taşıyıcının sorumluluğu sınırlı sorumluluk olup, bu durumda eşyanın eksik teslimi nedeniyle gerçek zararının belirlenmesi ve belirlenen tutarın üst sınır ile karşılaştırılması suretiyle bu sınırın altında ise zararın tamamına, bunun üstünde ise üst sınıra kadar tazminata hükmetmek gerekir. Somut olayda, taşınan emtianın eksik teslim edilmesi nedeniyle oluşan gerçek zarar usulünce tespit edilmeden doğrudan doğruya sorumluluğun üst sınırına hükmedilmesi, ayrıca bu üst sınırın belirlenmesinde da karar tarihindeki SDR kuru üzerinden hesaplama yapılması gerektiği”denildiği halde, mahkeme gerekçesinde yine ödeme tarihi olan 05/02/2008 tarihindeki SDR kuru üzerinden üst sınır hesaplanmak suretiyle sonuca varılması doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,471,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.