MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Bakırköy (Kapatılan) 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/11/2013 tarih ve 2013/104-2013/119 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17/03/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin 30.03.2006 tarihinde olağanüstü genel kurulunun toplandığını, sermayenin artırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin toplantıya çağrılmadığını, bildirmiş olduğu yeni adrese tebligat yapılmadığını, rüçhan hakkını kullanmasının engellendiğini ileri sürerek, genel kurulun iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, çağrının usulüne uygun olarak davacının şirkette kayıtlı adresine yapıldığını, yatırım teşvik belgesi kapsamında artırımın zorunlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının eşinin şirkette yönetim kurulu üyesi olduğu, eşini terk ederek başka adrese taşındığı, bu adresi davalı şirket tarafından bilindiği halde eski adresine tebligat yapıldığı, bu surette 6762 sayılı TTK'nun 394. maddesi uyarınca rüçhan hakkını kullanmasının kanuna, afaki iyiniyet kurallarına aykırı olacak şekilde engellendiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, genel kurulun iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava,sermaye artırımına ilişkin anonim şirket genel kurulunun iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne, genel kurulun iptaline karar verilmiştir. Esas sermaye artırımı yasanın tanıdığı bir hak olup, kural olarak zorunlu değildir. Artırılan sermayeye katılmada öncelik (rüçhan) hakkı, mevcut payları ile orantılı olmak kaydı ile pay sahiplerinindir. 6762 Sayılı TTK.nun 394 ncü maddesine göre, esas sermaye artırımına ilişkin rüçhan hakkı kararlaştırıldıktan sonra şirket yönetim kurulu, yeni çıkarılacak payların ihraç bedellerini ilan eder ve ilanda yeni çıkarılacak paylardan alma hakkı olanlara buna dayalı katılma taahhüdünde bulunmaya davet eder. Bunun için, son ilandan itibaren en az (15) günlük süre tanınması gerekir. Böylece esas sermaye artırımı, sonucu çıkarılan yeni paylarda şirketin mevcut paydaşlarına sağlanan bu hakla pay sahipliğine bağlı hakkın azaltılması önlenmiş olur. Ortaklığın çıkarları veya ihtiyacının zorunlu kılmamasına karşın sermaye artırım kararı ile bir kısım paydaşların rüçhan hakları bir kısım paydaşlar yararına olacak biçimde dolaylı veya dolaysız sınırlanır veya tamamen kaldırılırsa esas sermaye artırımı kararlarının objektif iyiniyet kurallarına uygunluğundan söz edilemez. Genel kurulun sermaye artırım kararı ile paydaşlar arasında var olan hak ve çıkar dengesinin bozulması, rüçhan hakkının, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak kısıtlanması sonucu doğurması halinde rüçhan hakkının kullanma olanağının tanınmadığını veya bu hakkın başkasına kullandırıldığını iddia eden pay sahipleri ilgili genel kurul kararının iptalini, TTK.nun 381 nci maddesindeki prosedüre göre dava edebilir. Ayrıca, usulüne uygun çağrı olmadan genel kurul yapılmış olması toplantıya katılmayan ortağa iptal davası açma hakkı vermekle birlikte, genel kurul kararlarının sırf bu nedenle iptali mümkün değildir. 6762 Sayılı TTK'nun 381. maddesi uyarınca genel kurul kararının kanuna, ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurullarına aykırı olması gerekir. Somut olayda, davacı taraf genel kurula davetin eski adresine yapıldığını, genel kurula katılmalarının ve rüçhan hakkını kullanmalarının önlendiğini ileri sürerek işbu davayı açmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sermayenin artırılmasının zorunlu olduğu, davacıyı zarara uğratma kastının bulunmadığı belirtilmiş olmakla, artık sermaye artırımına ilişkin bir kısım usulü işlemlerin eksik veya hatalı yapılması, yasaya, ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılığı bulunmayan genel kurulun iptalini gerektirmez.Bu itibarla, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ışığında sermaye artırımına ilişkin genel kurulun iptali talebi değerlendirilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.