Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 368 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10362 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KAĞIZMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/02/2013NUMARASI : 2010/158-2013/74Taraflar arasında görülen davada Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.02.2013 tarih ve 2010/158-2013/74 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait kayısı bahçesi niteliğindeki iki adet taşınmazın don, dolu, fırtına gibi risklere karşı sigortalı olduğunu, taşınmazların bulunduğu bölgede kayısıların meyve bağlama döneminde don olayı meydana geldiğini, ekspertiz tarafından düzenlenen raporda hasar oranı sıfır "0" olarak belirtilmişse de tespit raporunda don olayı nedeniyle ürün kaybının %85 olduğunun belirtildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.500 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 13.04.2010 tarihinde don olayına rastlanmadığı gibi bu dönemde teminat kapsamında bir zarara da rastlanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sahibi bulunduğu kayısı ağaçlarında meydana gelen hasarın meyve bağlama döneminde meydana geldiği, hasarın poliçe kapsamında bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 6.324 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, bitkisel ürün sigortaları poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, davanın dayanağını oluşturan sigorta poliçesinde Tarım Kredi Kooperatifi "Dain-Mürtehin" olarak gösterilmiştir. Bu durumda Tarım Kredi Kooperatifi'nin rehin hakkı bulunduğundan, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olup, sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip olur. Buna göre mahkemece, asıl dava ve talep hakkına sahip dava dışı Kooperatiften alınmış, açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekirken, davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek anılan poliçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalının uyuşmazlığın esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.