Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3648 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15668 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/01/2013 tarih ve 2011/530-2013/34 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Diyarbakır'dan İstanbul'a davalıya ait uçak ile geldiğini, müvekkilinin bagajında askeri belgelerin ve kasaturanın olduğunu, bagajının etiketleme hatası sonucu ... Havaalanına gönderildiğini 4 gün gecikmeli olarak teslim alınabildiğini bu nedenle müvekkiline 4 gün oda hapsi cezası verildiğini ve askeri savcılık makamınca soruşturma açıldığını ileri sürerek, 30.000,00 TL manevi 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu taşımanın yurt içinde gerçekleştirildiğinden Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun uygulanması gerekeceğinden anılan yasanın 128. maddesine göre gecikme halinde ihbarın bagaj veya yükün tesliminden en geç 21 gün içinde ihbarın yazılı olarak veya durumun taşıma belgesinin üstünde gösterilmesi sureti ile yapılması gerektiğini, böyle bir bildirimin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, uyuşmazlığa uygulanması gereken TSHK'nın 128/2. maddesi gereğince, davacı tarafça bagajın bulunmasından itibaren 21 gün içerisinde yazılı olarak taşıyıcıya ihbarda bulunulması gerektiği, bu hususun hak talep edebilmenin ön koşulu olduğu ancak, belirtilen dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, havayolu ile taşımaya dayalı yolcu bagajının geç tesliminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık yurt içindeki hava taşımacılığından kaynaklanmakta olup, mahkemece Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 128/2. maddesinin "...gecikme halinde ihbar, bagajın veya yükün tesliminden itibaren en geç yirmibir gün içinde yapılmalıdır." hükmü olaya uygulanarak davacının 21 günlük yasal süre içerisinde taşıyana ihbarda bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, "Hasarın İhbarı" başlıklı 128. maddesinin 2. fıkrası gecikmeden doğan zararla ilgili olmayıp, yolcunun hasardan doğan bir zarar olması halinde taşıyana ihbarda bulunması gereken sürelerle ilgilidir. Somut olayda; davacı, bagajının geç teslimi nedeniyle zarar iddiasında bulunmuş olup, bu nedenle hasarla ilgili 128. maddenin olaya tatbiki mümkün olmadığından, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,16/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.